en hüzünlü sessürekli ziyaretine gittiğim bir kuşum vardı ilham almak için. o, hüzünlü cıvıltılarıyla derinleştirirken gökyüzünü, ben de onun bu fevkalade ezgilerini kağıda dökerek yeniden ve yeniden anlamlandırırdım. gizemli bir güç vardı sesinde. her ne kadar aynı görünse de bu sesler, her defasında farklı duygular suretinde çiçeklenirdi ruhumda. kılım kıpırdamadan saatlerce dinleyebilirdim bu sesleri. yine ziyaretine gittiğim bir gün, farklı bir şeyle karşılaştım. cıvıltıları, her zamankinden daha hüzünlüydü ve bu sefer, ruhumun içinde birbirine karışmış duygularla beraber tam anlamıyla eridiğini hissettim. gökyüzü derinleşmiyor, içine çöküyordu. gündüz vakti geceyi yaşıyordu dünya. kainatı oluşturan çarklar, tek tek kırılıyordu. .. bütün duyu verilerim aynı sonuca itti zihnimi: kıyamet. .. bu ses sessizlikti öyle ki bu sesi çıkarmak için kuşumun ölmesi gerekti. Kara resim: Funda Tarakçıoğlu |