Sendendi...
Şimdi bekleme zamanı...
Yanıbaşımdan yitik bir nehir akıyor, Ellerimi yıkıyamıyorum... Dalgın körebelerin gözleri bağlanırken, Söğütün arkasına gizlenmiş Saklanbacını bulup sobeliyor o çocuk. Yarı çıplak avuçlarımda dolanan Dolandıkça grileşen Sitem adında bir yumak. Hüzün canbazları, İki bulutun arasındaki ipin en kalın yerinde yürümekte... Düşmek yok yere! Göğe karışmak yok... Kırlanğıç şehirler, Sokak lambasının altında toplanmış, Söndürmüşler ışıkları... Evlerin pencereleri karanlıkta, Doğuracak bekleyişleri... Sokak, Kaldırım taşlarını tekmeleyen, bir yanlızlığın, Gölgesini yapıştıracak soğuk alnına..... Yazgılar daha kolay okunacak... Daha kolay ölecek kalabalıklar, O sokakta... Kırlangıç mevsimi bitecek.... Kapanan kapının eşiğinde kalmış, Külleri süpürecek çocuk, Bir kibrit kutusuna. Söğüt yaşlanınca Türkü söylenecek yine, Başını koyup o ağacın gövdesine... Duyacakmısın.. Adımı çağır ! Üşüyorum!! diye bağıracağım... Önümüz ayaz, Bahar diyorlarya! Kadife ceketinin iç cebinde taşırdın, Sen onu ... Bahar hep sendeydi Bahar hep sendendi. 2008... |