Duvarlar
Ağlamaz’dı eskiden yüzüme baka baka
Konuşmazdı benimle, dert yanmazdı duvarlar Yırtıl’sa da için de hüzün denen tabaka Bozmaz’dı suskunluğu yakınmaz’dı duvarlar Taşlarına kazırdım kayıp isimlerimi Oysa onlara astım ben hep resimlerimi kırık aynalar gibi şimdi cisimler’imi Gösterip böyle tavır takınmazdı duvarlar Bazen birer sayfay’dı öksüz şiirlerime Bazen sıcak bir yuva onlar hüzünler’ime Dayadık’ça sırtımı dert biner üzerime Eskiden dostluğunu sakınmaz’dı duvarlar Dünya hiçlik deryası ben içinde bir Kum’dum Neler geldi başıma neler umdum ne buldum Hüznüm’le kireç taşı yüreğine dokundum Oysa hiç göz yaşıyla yıkanmaz’dı duvarlar Nile düştüm kaç kere aktım tunayı gördüm Onların gölgesin de yâri sunayı gördüm Bazen babamı buldum bazen ana’yı gördüm Çile’ydim kursağında yutkunmaz’dı duvarlar En sadık yarim diye omzuna yaslanır’dım Onlar olmazsa eğer her yağmur ıslanırdım Ne yalnızlık biterdi nede ben uslanır’dım Acıları doğursa ıkkınmaz’dı duvarlar Onlar benim anlardı ben onların halini Yalnızlıktan öğrendim duvarların dilini yitirip mısralar da yüz yılın mecal’ini Yıkılsa yüreğime dokunmaz’dı duvarlar Nasıl bir hasret ki bu derya’ları çöl etti Aşk rahminden atılan aşkı öksüz döl etti Ağlata ağlata göz yaşımı göl etti Defterim de şiir’di okunmaz’dı duvarlar Anadolu Avrupa İstanbul iki yaka beklerdi mihrumah’ı yıkılmaz’dı duvarlar Martılar dan müsade alınırdı mutlaka Denize ıslak ıslak bakınmaz’dı duvarlar |
Yüreğinize sağlık
Huzurlu vakitler diliyorum