Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan Hayat hikayesinin 65.bölümü
sanki yad ellerde yurdunu buldu Allah, ordusuyla korudu var oldukça onu yetim, babasız ve sahipsiz bırakmadı
her biri bir dağdı savaşta, onlara çarpan, onlarla çarpışanlara savaş meydanında ne gördün diye sor düşmanlara sor onları bedire sor sor çöl kumlarına kesin sonuç alışta, zaferde onlar mı üstündü yoksa heba olup gidenler mi
kıpkırmızı çıkaranlardı kapkara vücutlara sokup yıldırımdan da çabuk ak çelik kılıçları onlar sanki katip, süngüler de kalemleriydi vücutlarda bir tek harfi bile noktasız bırakmadılar
silahla donanmış ve yüzlerinden tanınırlardı seçilirken ilk bakışta nasıl hemen seçilirse ağaçlar içinde gül ağacı her biri silahlarıyla gonca gül gibiydi
zafer rüzgarları armağan ederdi kokularını dağlarda fışkıran çamlar gibi birden zuhur ederlerdi atlar üstünde yüreklerin, bileklerin sağlamlığı dimdik tutardı onları
kalpleri, dudakları uçukladı korkudan ebu cehil ordusunun ayıramaz oldular kahramanı koyundan, kardan karanlığı kargadan kartalı onlara rastlayan aslan bile uslanırdı beraberlerindeydi peygamberin zaferi ve duası
kanatlarını gerdi ümmet üstüne geceleri ışıttı aydınlığı onu över överim, yorulmam ve usanmam
ah etmişim harcamışım kendimi bir ömür boyu bir ömür boyu, toplamış, devşirmişim suç ve pişmanlıkları dönmüş değilim ona verdiğim sözden onun için kopar gönlümün bağı
söz vermişti kurtaracaktı adıyla çağrılanı ve beni adımla çağıracak ve insanlık içinde kim olabilir ondan çok sözünde duranı yarın hesap gününde tutacak o elimden
haşa o, mahrum etmez yardımından isteyeni kendine sığınanı onu övme yoluna koyulduğum günden beri o oldu benim için koruyucular koruyucusu kurtarıcılar kurtarıcısı gözüm yok bu dünyanın parasında pulunda zerresinde.
kimsenin kurtulamadığı vakit elini uzatıp tutacak beni insanların en iyisi en üstünü Allah’ın resulü
* Allah yolunda çarpışmayı en büyük şeref telakki eden müslüman mücahitler adeta heyecanlarından yerlerinde duramaz hale gelmişlerdi bir an evvel muharebeye başlamak, müşriklere hadlerini bildirmek istiyorlardı
resul-i kibriya adeta mücessem iman halini almış bu bir avuç mücahidin haline bakarak Cenab-ı Hakka şöyle içli niyazda bulundu
Allah`ım .onlar yaya ve yalın ayaklılar Sen onlara binecek ver Allah`ım .onlar açtırlar, Sen onları doyur Allah`ım .onlar fakirdirler Sen onları fazl ve kereminle zengin eyle
Allah`ım. bana yaptığın vaadini yerine getir Allah`ım bu bir avuç mücahidi helak edersen artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz
manzara oldukça ibretli idi mus`ab bin umeyr, müslümanlar safında muhacirlerin sancaktarı iken kardeşi ebu aziz ibn-i umeyr müşrik ordusunun birinci bayraktarı idi
daha garibi de vardı hz. ebu bekir oğlu abdullah ile müslümanlar safında diğer oğlu abdurrahman kureyş müşrikleri arasında idi cesareti ve keskin ok atıcılığı ile meşhur abdurrahman bir ara ortaya atılıp er dileyince hz. ebu bekir ayağa kalktı resulullahtan oğluyla çarpışmak için müsaade istedi
resul-i kibriya efendimiz, ey ebu bekir bilmez misin ki sen benim görür gözüm işitir kulağım yerindesin. buyurarak izin vermedi , yanından ayırmadı
tarih 17 ramazan, cuma günü sabah saatleri artık iki ordu, olanca güç ve kuvvetleriyle birbirine saldırıya geçmişti
resul-i kibriya efendimiz, mücahitleri Allah yolunda cihada teşvik eden konuşmalar yapıyor, şehit düşenlerin makamlarının cennet olacağını müjdeliyordu
zafer bizimdir.diyerek her zaman mücahitlerin gayret ve ümitlerini hep aynı canlılıkta tutmaya çalışıyordu zamanzaman da ordunun önüne geçip bilfiil cesaretini göstererek, mücahitlerin de cesaretini arttırıyordu
hz. ali der ki bedir günü harp şiddetlendiği zaman resulullaha sığınmıştık. o gün, halkın en cesaretlisi, en kahramanı o idi müşriklerin saflarına ondan daha yakın kimse yoktu
hazreç kabilesinden haris bin süraka adındaki genç ordunun gerisinde su havuzunun başında bulunuyor vuruşmayı temaşa ediyordu düşman tarafından atılan bir ok ön saftaki mücahitlerin üzerinden geçerek ona isabet etti orada şehit oldu işte ensardan ilk şehit düşen bu zattır
resul-i ekrem ise durmadan mücahitleri harpte sebat etmeye çağırıyor ve şöyle diyordu muhammed`in varlığı kudret elinde olan Allah`a yemin ederim ki Allah`ın rızasını umarak sabr ve sebat göstererek çarpışanları arkasına dönmeden ilerlerken öldürülenleri Allah, muhakkak cennetine koyacaktır
çarpışma tüm şiddetiyle devam ederken resul-i kibriya efendimiz yerden bir avuç ince kum alıp küffar ordusunun üzerine attı şöyle dua etti yüzleri kara olsun Allah`ım kalblerine korku sal ayaklarına titreme ver
o bir avuç kum dahi her bir müşrikin gözüne gitti hücumu terk edip gözleriyle meşgul olmaya başladılar kur`an-ı azimüşşan bu mucizeyi şu ayetiyle ilan eder ‘onları siz öldürmediniz, Allah öldürdü. attığın zamanda sen atmadın, ancak Allah attı...’
peygamber efendimiz, kıbleye yönelerek yüce Mevla’sına yalvarıyordu Allah`ım.bana vaat ettiğin yardımı lütfet… bu münacaatı esnasında bir ara öylesine kendinden geçti ki ridası mübarek omuzlarından kayıp düştüğü halde farkına varmadı yanından ayrılmayan hz. ebu bekir ridasını yerden alıp mübarek omuzlarına geri koydu ya resulallah Rabbine ettiğin niyaz yetişir şüphesiz O, sana olan vadini yerine getirecektir
resul-i kibriya efendimiz şöyle buyurdu müjde ey ebu bekir sana , Allah`ın yardımı geldi işte şu cebrail`dir kum tepeleri üzerinde atının dizginini tutmuş silahlanmış, emir bekliyor
kur`an-ı azimüşşan bu vak`ayı da şöyle hatırlatır ‘muhakkak ki, siz bedir`de zayıf durumda iken Allah size yardım etmişti de muzaffer olmuştunuz. öyleyse Allah`tan korkun ki, O’nun yardımına şükretmiş olasınız. o zaman sen mü`minlere, Rabbinizin gökten indirdiği üç bin melekle yardıma gelmesi size yetmez mi..diyordun’
rivayet edilmiştir ki o esnada, benzeri görülmedik gayet şiddetli bir rüzgar çıktı göz gözü görmez oldu sonra geçip gitti. arkasından ikinci bir rüzgar çıktı o da geçip gitti. daha sonra üçüncü bir rüzgar daha çıktı o da geçip gitti
bu, cebrail (a.s.) emrindeki 3000 meleğin gelip resul-i kibriya efendimizin yanında sağında ve solunda yer alışının tezahürü idi
melekler; başlarına beyaz sarıklar sarmışlar, sarıkların uçlarını ise arkalarına salıvermişlerdi yalnız cebrail`in (a.s.) sarığı sarı idi meleklerin hepsi alaca renkte atlara binmişlerdi parolaları …ya mansur du
mücahidler düşmanla kahramanca çarpışıyor, hücum ve hamleleriyle düşman saflarını yarıyorlardı hususen hz. hamza ile hz. ali (r.a.) son derece kahramanca ve cesurca müşriklere hücum ediyorlar düşmanın hangi koluna hücum etseler yarıp geçiyorlardı
hz. hamza, iki elinde iki kılıç önüne geleni bir hamlede yere seriyordu bu iki kahraman sahabi müşrik ileri gelenlerinden bir çok kimseyi kılıçlarıyla öldürdüler
müslümanların büyük düşmanı ebu cehil`i öldürmek bir iftihar vesilesi olacağından mücahitlerden her biri onu bulup öldürmek istiyordu
ebu cehil, yetmiş yaşında pek gözlü, korkunç yüzlü, inatçı ve mütemerrid bir islam düşmanı idi anam beni bugün için doğurmuş. diyerek cesaretini izhar ediyor askerini harbe sürüyordu
mahzumoğulları, müşriklerden birçok kimsenin öldürüldüğünü görünce, ebu cehil`in etrafını deve sürüsü gibi sarmışlardı ne pahasına olursa olsun onu koruyacaklardı
o sırada abdurrahman bin avf`ın (r.a.) gözü müşrikler arasında dolaşıp duran mahzumoğulları yiğitleri tarafından korunan ebu cehil`e ilişti gençlere, işte aradığınız ebu cehil .dedi iki kahraman fedai derhal kılıçlarını sıyırıp ebu cehil`in bulunduğu tarafa doğru yürüdüler
bu iki genç gibi birçok mücahit ebu cehil`i öldürme fırsatını kolluyordu gençlerin ebu cehil`e yetişmesinden önce onu başından beri gözetleyip duran ensardan muaz bin amr bin cemuh, o esnada bir fırsatını bulup ebu cehil`in ayağına bir kılıç darbesi indirdi
muaz bin amr bin cemuh`un yaralanmasından sonra iki genç kardeş olan muaz ile muavviz de ebu cehil`in yanına vardılar üzerine hücum ederek, kılıç darbeleriyle yere serdiler öldü zannıyla bırakıp gittiler
o esnada resul-i kibriya efendimiz, acaba ebu cehil, ne yaptı ne oldu kim gidip bir bakar. buyurarak ölüler arasında onun araştırılmasını emretti mücahitler aradılar fakat bulamadılar
peygamber efendimiz, arayınız benim onun hakkında sözüm var eğer siz onun ölüsünü teşhis edemezseniz, dizindeki yara izine bakınız. buyurdu
sözlerine şöyle devam etti bir gün onunla abdullah bin cud`a`nın ziyafetinde bulunuyorduk ben, ondan cüssece biraz büyükçe idim sıkılınca, onu ittim iki dizi üzerine düştü dizinden birisi yaralandı bu yaralanmanın izi, dizinden kaybolmadı
abdullah ibni mes`ud hazretleri ebu cehil`i aramaya gitti onu son nefesinde, can çekişirken gördü kendisine, ebu cehil sen misin ..dedi sonra da boynuna ayağıyla bastı ey Allah`ın düşmanı, nihayet Allah seni, hor ve hakir etti, gördün mü . dedi
can çekiştiği halde ebu cehil şöyle dedi: ey koyun çobanı pek sarp yere çıkmışsın bir büyük kişinin, kavim ve kabilesi tarafından öldürülmesi hemen şimdi olan bir şey değildir sen bugün bana zafer ve galebenin hangi tarafta olduğunu haber ver
ibni mes`ut hazretleri, nusret ve galebe, Allah ve resulü tarafındadır. diyerek son nefesinde onu yeise düşürdü böyle her cihetten meyus olan ebu cehil bir kere daha küfrünü kustu muhammed`e söyle ki, şimdiye kadar onun düşmanı idim şimdi düşmanlığım bir kat daha arttı
hemen sonra ibni mes`ud hazretleri hemen başını kesti böylece ebu cehil, son nefeste bile imana gelmedi küfür ve dalalette ısrar edip cehennemi boyladı ibni mesut (r.a.), kesik başı alıp huzur-u nebeviye getirdi
işte Allah`ın düşmanı ebu cehil`in başı…dedi. resul-i ekrem kuluna yardım eden, dinini üstün kılan Allah`a hamdolsun dedikten sonra, bu ümmetin firavunu işte budur. buyurdu
ebu cehil`in öldürülmesinden sonra, müşrik ordusunda müslümanlara karşı koyacak pek kimse kalmadı bu arada, azılı müşrik ümeyye bin halef de mekke`de merhametsizce işkenceye uğrattığı bilal-i habeşi(r.a.) tarafından yere serilince kureyş ordusu fena halde bozuldu.
müşrik askerleri gerisin geri kaçmaya başladılar kaçanlar o anda kurtuldular ele geçirilenler ise esir alındılar
bir kaç saat bütün şiddetiyle devam eden kıyasıya mücadele neticesinde efendimizin kumandanlığını yaptığı islam ordusu parlak bir muzafferiyet elde etmişti mücahitler 14 şehit vermişlerdi müşriklerden öldürdüklerinin sayısı ise 70 kadardı bir o kadarını da esir almışlardı
öldürülenlerden 24 kişi müşriklerin ileri gelenlerindendi. nücahitler, peygamberimizin emri gereği müşrik ileri gelenlerinin cesetlerini toptan bir çukura gömdüler resul-i ekrem, şehit olan mücahitlerin cenaze namazını bedir`de kıldı
bu parlak zaferle şüphe ve tereddüt bulutları parçalandı müslümanların cesaretlerine bir kat daha cesaret katılmış oldu efendimiz derhal iki haberci çıkararak bu şanlı zaferin bir an evvel medine`ye duyurulmasını istedi habercilerden biri şehrin üst tarafında diğeri ise alt tarafında bu muhteşem müjdeyi ulaştırdı Müslümanlara
büyük bir hezimete uğrayan kureyş ordusu geride bir çok mal ve 70 esir bırakmıştı ganimet malları 150 deve, 10 at, külliyetli miktarda kırmızı kadife harp alet ve edevatı, ev ve giyim eşyasından ibaretti
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yıldırımdan da çabuk ak çelik kılıçları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yıldırımdan da çabuk ak çelik kılıçları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eminim ki,bu eserler birleştirilerek muhteşem güzellikte bir kitap olacaktır. İslam alemi için de çok güzel ve değerli,kalıcı bir eser olacaktır. Sn.dost şairim redfer,emeklerinizi ve gayretinizi içten duygularımla kutluyorum. Selam ve saygıyla,esenlik diliyorum.
Rabbim müsaade ettikçe, temmet diyene kadar devam inşaallah. O kadar uzun yazmamıza rağmen bitmedi. Sanırım 3 ciltlik bir kitap olacak . Hayırlısı. Dualarınızı esirgemeyin muhterem Hocam.
Bende bilmiyorum şimdilik gidiyor işte Halil Hocam. Rabbim müsaade ettikçe, temmet diyene kadar devam inşaallah. 63 . bölüm de son olsun isterdim . O kadar uzun yazmamıza rağmen bitmedi. Sanırım 3 ciltlik bir kitap olacak . Hayırlısı. Dualarınızı esirgemeyin muhterem Hocam.
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.