bana bu portakallar senibana bu portakallar seni... yemedim! annem mevsiminde yenmeli dedi her şey yenildim! kokusu işte bir başkaydı siz ağaçtan düşen portakalları gördünüz mü? iyi değil onlar. bu, denizi çalan içdenizimden soyunup gelen adam beni ilk elden yakan uvertür ve bir düş oditionu şakaklarıma kadar büründüm imgesiz bir kelebeğin dolunaya uçuşunda bana bu portakallar seni... kabuğu ne güzeldi halbuki senin bilmezdin ve tanrı da bilmezdi o, onun parçacığı ah! tanrı tanımazdı görse de - ben buraya ne yapmışım- kalıbına yapışmış bir kek gibi içinden çıkmayan insanlar balkonlar izmaritler dinamitler sayılmayan bir oy var içimde gidilmeyen bir yol her şeyi tezadına dönüştüren duvarlar nabzını arayan saat çoklu bir millî özlemli fransa tek golle kazanmış sofra bezi çoktan toplanmış portakallardaki bir adam patlama yapamamış daha burada her gün patlıyoruz sevgilim bana bu portakallar seni... |