Cumalıkızıkgün eskidikçe lambalar sönükleşir patikalarda belli belirsiz açan çılgaların yüzü güneşle bükülürken... sanki gökten taş döşeli kaldırımsız taş sokaklar ince belli gelin gibi kıvrılırken cumalıkızık bir kız taşları örerken elleri nasır gibi yüreği pamuk gözleri büyük dudakları haziranı bekler gibi ahududu... |