Papatya
Bir kış bahara dönerken,
Dallar ipil ipil çiçek açar, Neresinden bakarsan bak, gökyüzü pembe bir mutluluk doğurur, Tüm kış uyumaktan kan dolaşımı durmuş /yılanlar belini doğrultamaz, /ilk bahar sabahlarında... Uçsuz tepelerde, susuz sürüngenler gezer, Doğanın korkak yüzü uyanır, tek gözüyle bakar parlak gün ışığına... Bizim buralarda bahar da kış da erken gelir, Hiç bir mevsim tadını vermeden, bir diğerini kovalar... Kış mı baharı kovalar, bahar mı yazı anlaşılmaz... Aşklar da mevsimliktir bizim buralarda... Doğaya aykırı hiç bir kavuşma gerçekleşmez... Herkes kendi duygu çöküşlerine bir doğa olayını kılıf edinir... Minareyi çalanla, gönül çalanların vebali aynıdır oysa.. Yalnızca kılıf başkadır... Maşuk gül, anlamazdı bülbülün aşkını... Dikenlerini asalet diye gösterir, böbürlenirdi. Oysa aşk, En güzel papatya ile anlatılırdı bizim buralarda... Sevdalar uğruna en çok çileyi, Papatya çekmişti bunca yıl... Her yaprağı, Karşılıksız sevdaların ispatı için katledilen, Sonra, olumsuz durumda kenara atılıp, Suçlanan tek çiçek, papatyaydı... Seviyor, sevmiyor...seviyor, sevmiyor.. Hiç naz yapmaz, Koparılsa bile gülümserdi papatya, Çok nam salmasa da özel ilgi istemez, Kendiliğinden gülümser, her yüzüne bakana.. Çiçeklerin en nahifi, Aşkın en tatlı dilidir papatya.. Papatyayı hırpalayanlar, Aşkı da hırpalardı.... En güzel benzetmelerin, en narin yüzüydü, Kadın için, gülümseme sebebiydi, Papatya gibi olmak... Gül gibi kadınların, Üzerine gül koklanırken, Papatya gibi sevilen kadınlara kıyamazdı maşuk.. Kitap aralarında kurutulurdu yıllarca, saklanır, Yıllar sonra karıştırılırken, Eski aşk mektupları, eski defterler... Bir kuru papatya çıkarsa defter arasından, Boynunu bükmüş , Hırpalanmamış, Yaprakları koparılmamış, Sadece kurutulmuş, Unutulmuş, Eskimiş, Yıllanmış, Yıllandıkça hüzün doğurmuş, Ama her şeye rağmen yüzünde gülümseme bırakır Tamamlanmamış bir sevdanın sonbaharında... dilemma 06.10. 2022 Ankara |
Emeğine yüreğine sağlık
_____________________________Selamlar