Dilberâ
Sen boğazımdan geçemeyen bir vaveyla,
Yüzün gözün kan içindeyken bile İçim soğumuyor , Geçemiyorsun boğazımdan Dilberâ! Eğer kalp gözün açıksa beni ruhsuz, bir ceset gibi görmezsin Neylersin ki Yaşlıyım artık, bir dalım da kalmadı tutunacak. Bir kuru ağaç bahçemde, bir kadeh sakız rakısı.. Gramafon hep aynı şarkıyı döndürüyor "Ah bu şarkıların gözü kör olsun" Dilbera! Ne zamandır bakmıyorsun gözlerime, Göreceklerinden kaçmak üzere , Gözlerini sımsıkı kapatıyorsun Sesimdeki ürkekligi gelip geçici mi sanıyorsun? O her gece gördüğün düşteki mavi kazaklı çocuğa dikkatle bak. Sana verecek ne bir dizim, ne bir sesim var. Üstelik şimdiye kadar verdiğim sözlerden de Vazgeçiyorum. Çünkü kalpte parlayan inci mercanları anlatmaya yeteri kadar söz bulmak mümkün olmadığı gibi, O maksatla ne söylesem anlamsız olacak Sen özgür bırakayım derken düşüyorsun ellerimden Dilbera! Sen devam ediyorsun senden başka kimsenin duymadığı çığlığına, Ses tellerin inciniyor, benim aldığım solukla yaşıyorsun. Bir karınca gibi kuru arpa peşinde geziyorsun, Benim sana bütün başaklarım yeşil, Ama sen bunu bilmiyorsun. Kader seni mutlu etmekten başka bir işe yaramıyor Elimdeki her damla kükürtü dolduruyorum teneşirin başına Uğruna ne sözler katlediyorum gözünün bir damla yaşına. Sitemleri kâr sayıyorsun Gidişleri yok sayiyorsun Sözlerini senet sanıyorum Sen benim başrolumdeyken ben senin için hayatındaki bir dublör oluyorum İnkar etme hepsini gördüm, biliyorum Sesimi sana, seslendirmemi dilsiz birine veriyorum Şimdi bir çiçek olsan , her bahar açsan Gözümü, Aşkın başına sıkarken son kapattığımda düşmüştün zaten, İnkarlarini yapmıştın, günahlarımı almıştın çoktan... Bana gelen yolları karış karış öpsen gelsen, Bir yudum su vermem sana Dilbera ! Dilemma 19.10.2022 Ankara |