Meryem'in Figân-ı
Sol’unun yetmezliğinden
Nefes alamıyorum Oksijensiz kalmış yırtıcı kuşlara Yem mi olduk Meryem? İsa affedildi mi, Katolik topluluğunca? Kan uyuşmazlığında, Peydah ettiğim nigergah hüzünlerinin, Kim aldı dört satır meyvesini, Meyve bahçelerinden? İki rekatın üçüncü mevsiminde, Duanı, dudağından öpüyorum... Yer gök amin diyor, Düş kırıklıklarıma Ne sen duyuyorsun ne ben Gök, gürültü bile edemezken Kızıl ormanlarda, Mavi çamlar boy veriyor. Kırlangıç bahçesi ekiyorum, Babil’in asmalarına. Ne bir göçmen kuş Ne bir rüzgar haberini getirmiyor Ölü doğmuş sevinçlerin... Neşterle yazıyorum figanımı Yedi gök Tanrısına, Tapınaklarda ismin okunmuyor İsa, Çarmıha aşkı geriyorlar, Çarmıha resmini asıyorlar hayatımın. Kanımda geziyor iki yılan, bir çığlık, Sol’um acıyor, Sol’unun yetmezliğini hissediyorum Dört kapakçık, Ve şah damarımda, Sana sevimli sevimsiz tümörler biriktiriyorum Beynimin duvarlarında , Çok mu acı çekiyorsun Meryem Diye soruyorum Hayır diyor, "Minik minik milyonlarca acı çekiyorum. Minik minik ama milyonlarca." Dilemma 19.10.2022 Ankara |
Diyordu ya Ahmet KAYA
kafama sıkar giderim...
Amâ bir hayat... Bastonsuz gidişlerin yol güzergâhı. Sol diyor hey hât kalbim acıyor!
Bulutlar yine gri
yağmurlar gri
yıldızsız kalbimoğulları gri...
Biliyor bu kalem ne kelâm ettiğini...