YANGINDAN, AH YANGINDAN !
Tutulmuştum bahçemin açılan goncasına
Gel demişti bülbülüm, yangından gelemedim Sarıldım umut gibi, ateşin kancasına Del demişti bülbülüm, yangından delemedim Karanlık gecelerin, elbet olur sabahı Buram buram zikirler, dondururlar günahı Açılınca goncalar, yüreğimdeki ahı Sil demişti bülbülüm, yangından silemedim Geçti benim günlerim, murada aka aka Aşkıma renk vermiştim, ateşe baka baka Söyleşirken güneşle, içimi yaka yaka Sol demişti bülbülüm, yangından solamadım Közlerim secdedeyken, şimdi vuslat zamanı Işığı karşılarken, gelsin tenin dermanı Doğunca umutlarım, kalbimdeki hüsranı Yol demişti bülbülüm, yangından yolamadım Bahçeler tutuşurken, güllerim hep niyazda Ateş içinde bile, hâlâ gönlüm ayazda Mevsimlerin güldüğü, yıldız yüklü ilk yazda Kal demişti bülbülüm, yangından kalamadım Damlama ey gözlerim, gonca güller açmadan Sarıl şimdi ateşe, bucak bucak kaçmadan Bitir acılarını, heceleri saçmadan Sal demişti bülbülüm, yangından salamadım Gitmek için maksada, zamanın karasını Koşmak için murada, içimin yarasını Varmak için vuslata, sancımın şurasını Çel demişti bülbülüm, yangından çelemedim Ey Pervânem gökyüzün, olsun sana avize Hislerini hep eğdir, içindeki kor ize Damla damla ak artık, hiç olmazsa bir nebze Gül demişti bülbülüm, yangından gülemedim |