KİRPİK UÇLARIMDAN VURULDUMKulak kesildim. Uzaklardan ünleyen bir ses.. Kimsin sen... .... Ayağında üç zincir Ruhunda üç bukağı ile ben Gülmek isteyipte gülemeyen ... Gayrı gözyaşım akmaz Bakmaz gözlerimin içine o eski fotoğraflar Kalabalıkların sesime sağır sarmalında ... Yüzümde gülmeyen gülücükler ile Yuvarlanırken paldır küldür Küldür sinemden semaya savrulan Hayatın bozuk kaldırımlarında Ağır ağır yürüdükçe Ellerimde yanılgılarım Ceplerimde yenilgilerim Seyreder suretimi kırılmış aynalarda Ne çok yoruldum kan ter uykularda Kuytularda vuruldum Titreyen kirpik uçlarımdan ... Bir uçurum kenarında ömrü sorgulayan Derin bir sessizlik girdabında Kelimeler sarpa sardı Seçemedim derdimi anlatcak sözcükleri Kendimi bildim bileli Gözümün değdiği tüm şiirler Bir yağmur sonrası ıslanan tüm sokaklar ... Kadim bir köydeki kabir kadar dardı Öz yaşımı ilk döktüğüm günden beri Hüzne adım gibi aşina isimsiz yollarda Tarifsiz elemler taşımaktayım ... Saramaz otacılar, kimse sağaltamaz Ruhumda sızlayan yaralarımı Tüm anılar bulanık Albümlerde resimler soluk hepsi gölgeli Gölgeler içinde Hayallerimi yazarken eriyen kara İçimde çağıldayan gözyaşı seliyle Sahralarda med cezirler yaşamaktayım Gayrı terkedilmiş bir istasyondur kalbim Yolcular uğramaz Kimse tren penceresinden el sallamaz ... Sızlarken burnumun direği Havadaki kömür değil üzerlik tütsüsü Üzüntüsü içimdedir ardımda bıraktıklarımın Hazan yeliyle uçuşurken yapraklar Daralır nefesim... Kalbim kırık... Bitimsiz bir hıçkırık ve özyaşı, Kederin ufuklardan yüzüme yansıyan süsü Kirpiklerimde kopan bir hüzün fırtınasıdır Yorgun gemiler bir bir batar Her bakışta sımsıkı kederi bürünen gözlerimde ... Yüzümdeki çizgiler eskiyenlerin hatırasıdır Ümitler sessizliği gömülür, Şafak atar... Elemler kol gezerken yüzümdeki çizgilerde Gülüşler hüzünlü bir o kadar uzak Tuzaklı tüm kapılar, Pencereler kırk kilit... Gidecek yer yok kendi özünden başka Muhammed Mehmet GÜL |