1
Yorum
8
Beğeni
3,8
Puan
685
Okunma
Bu gece buralarda esen rüzgarın
bitmek bilmeyen gevezeliği
dokunduğu her zerrede
sanki
o zerrenin anlamına dair gizlenmiş
en nadide kitabı
teker teker
zaman dilimlerine hediye ediyordu.
O uğuldadıkça
akıl aşka
daha sıkı sıkı sarılma telaşına düşüyor
ödevini bitiremeyen
bir öğrenci kadar mahçup
cezanın kesileceği makama
seve isteye teslim oluyordu.
Rüzgarın
saçlara dokunduğu yerde yatan
tüm şifreler
bir vasiyet gibi geceye açılıyor
ve duymasını bilen için
doğanın gizemli lir sesiyle
koskoca aleme
usul usul okunuyordu.
Karanlığın içindeki her "ses"
suretini aleme açarak aydınlatıyor
gece gündüze doğru
kalan sırlı yüzünü dönüp
en masum gülücükle
"biz" diyordu.
Usanmadan birbirleri için yandıkları
doğurgan ateşten parçaları
eksik kalan nasiplere
teker teker asilce taşıyorlardı.
Ve bir saç teli
rüzgarın zarif dokunuşuyla koptu.
Teslimiyete doğru uçarak
lir’in en ince bam teli oldu.
Çok ince bir nağme daha doğmuştu.
Kavrula kavrula yoğrulan yüreklere
şifa niyetine
çölde tırnakları kanatarak bulunan
bir tek su damlasının
şu aleme sunduğu umut gibi
çok ince bir nağme..
Dağın zirvesindeki
küçük bir taş parçasının aşkı için
silkelene silkelene
eteklere kapanması gibi
çok ince bir nağme...
Kartalın
ulaşılmaz semalara olan aşkı için
söktüğü tırnaklarındaki
kırkbin acının sessiz çığlığı gibi
çok ince bir nağme...
Bu gece bir başkaydı.
Bu gece
rüzgarın bitmek bilmeyen gevezeliği
aşk ile nasibe dokunmak için esti.
Ve bu esinti
ne seni es geçti
ne beni es geçti
ne de
senin es geçtiklerini geçti.
5.0
60% (3)
3.0
20% (1)
1.0
20% (1)