Çomar
Çomar sana yakışmadı
elli sene öncesinde gül bülbül bahçesinde neşeli bir gün gözyaşıyla bitti bu kalbim bu gece seni hasretle yadetti Çomar sen şakacı arkadaşımdın koşar altımdan geçer dilini çıkarırdın kim incitti kim kırılası ellerin sahibi bir ilahi mahkeme olmalı değil mi Çomar sevgiydin bağlılıktın omuzuma değen patiydin sıcacıktın bal rengi gözlerinde domur domur yaşlarla veda ettin bize boğazımızda düğüm ve sessiz haykırışlarla... Çomar bir üzüm salkımından tek tek koparışın üzümleri silinmez yüreğimizi kan revan bırakan bir tırmığın izleri geri getirmedi ahlar vahlarla ailemizin hüzünlü yüzleri göremedi o içli bakışların bir daha ne ilk baharları ne de güzleri... Kalbim pişmanlıklarla dolu güzel Çomarım inan ki son zamanlarda kendi bedenimde çok darım kurtaramadım ki seni o yanlış iğnenin felç edici etkisinden lakin seviyorum özlüyorum çaresizce seni daha çok daha çok eskisinden... Affet bizi Çomarcık affet ne olur koruyamadığımız için seni bilmiyorduk insanların kötülerinin de olabileceğini fazla seviyorduk güveniyorduk hemen herkese oysa ki dikkat kesilmeliydik çevremizdeki duyduğumuz her sese... Şimdi sen cennette olmalısın ve eminim ki öylesin ya sana demir sopalarla vuran eller nerede ne yapıyor şimdi acaba öte alemde kaldı mı yanına yaptığı fenalık ödeyecek mi günün birinde... Bu dünyada adaletten haktan dem vuranlar masum canlılara eziyet edip de rahatça uyuyanlar karşılıksız mı bırakılacaklarını sanıyorlar hiç kuşkusuz çok ama çok aldanıyorlar... Gülhan Çeliktaş |