Aşikarım
İçimden bir selâ sesi dışıma doğru haşmetle taşıyor.
Pür dikkat dinliyorum, bu sela kimin? Kimindi şu suretimde taşıdığım her şeyi gören gözler, Üzerime acıyla dokunmuş bu ten, Nefesimle ısıttığım buz tutmuş bu eller, Kimindi kimin? Koskoca aleme yayılmış bu sis, bu sessizlik kimindi? Araf’ın zulümkâr ellerine beni teslim eden kimdi kim? Yetim kalan sesim gündüzün ilk ışıklarıyla kendini duvarlara çarpa çarpa can çekişirken, geceleri de sükûtun zifiri karanlığında azraille bir şovalye gibi dövüşüyor. Peki kimdi içimdeki bu ızdırabın sebebi kim? Bitmeyen uçurumlardan cehennem boyu zebanilere doğru düşen bu yüreğimi kimdi tutmayan kim? Kendimi emanet ettiğim kendimden bile hızla kayıp düşüyorum.Kimdim ben söyle kim? Kimdim biliyor musun? Aşikâr’dım. En aşikâr, en gerçektim ben. Aşk; ömrünü hayallere tutunarak yaşar aşikârı görünce tutmayı bırakıp dalından koparmış. İşte ben aşkın tutamadığı o aşikârım. Kendi selâsını okuyup kendini defneden bir aşikâr... En aşikâr. Serpil Çavuşoğlu Tarih: 13/02/2022 - 02:42 |