Yüreği Pamuk Gibi Olmalı
Merhaba hayat!
Biliyorum, sen bu gün de gamzelerini göstereceksin bana. Ben güldüğünü sanacağım, Sen gamze çukuruna atacaksın beni. Çıkayım diye ip salmayacaksın tabi, Hiç bir zaman da, salmadığın gibi. Ama her çukur gibi, Onun da bir sonu var, Öyle değil mi? Şimdi kalkıp da bana "Neden ellerin yaralı’ diye soruyorsun. Sen, hiç bir zaman ip salmadın ama, Çıkmak için ben ellerimi kanattım her defasında. Bak şimdi, Benim de gamzelerim var. Ama senin ki kadar dipsiz, Seninki kadar acımasız değiller. Onlar acıya bile tebessüm eden, Güzel mi güzel gamzeler. Şimdi bir de alay eder gibi, ‘Kendinde en çok neyi seviyorsun’ diye soruyorsun. Söyleyeyim gamze çukuru, Söyleyeyim… Ben, en çok ellerimi severim. Senden çıkabilmek için yaraladığım, Yaralı bereli ama güçlü mü, güçlü ellerimi. Biliyor musun? Benim hiç bir zaman bakımlı, Pamuk gibi yumuşak ellerim olmadı, Olamadı. Ama gel gör ki, Onlara her baktığımda, Çektiğim onca acının hatırına Yüreğim pamuk gibi yumuşadı. Zaten şu koskoca âlemde, İnsanın elleri değil, Yüreği pamuk gibi olmalı, Yüreği pamuk gibi olmalı. 31/04/2014 Serpil Çavuşoğlu |