Aşk-ı DerûnŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Aşk yakar, yaktıkça pişirir ama nasıl pişirir onu sükunetle seyretmek gerekir.
Hey içimin sadakatle bitmeyen kor ateşi.
Nicedir tek kelam etmemiştim sizinle. Oysa ki "ne edersiniz hem bana, hem bize" diye, asırlar boyu göz gözeydim içimdeki halinizle. Pek güzel yakıyor iki kaburgamın arasına kurduğunuz bağdaş ile; kızılınız, yeşiliniz, sarınız ve zat-ı şahane endamınız... Üstelik ne mümkün sadece seyreylemek! Asırlar duyurdu da sizi bana; tek tek, hece hece, Dinletti tüm makamlarınızı, Gösterdi zümrütle bezenmiş kalkanlarınızı, Ve yakutla işlenmiş kanun kitaplarınızı. Hey içimin sadakatle bitmeyen kor ateşi. Hâr’ ınızın kuvveti pek bir zorlar, Yerden yere vurur canı, bırakır pek naçar. Lakin dilim varmıyor, suskunum sözümde size, durgunum özümde size... Çünkü siz ki; En iyi eriten, en iyi de pişirensiniz. Üç beş güne gidecek olan şu faninin de, en sadakatli yol eşisiniz. Şu asırlar gösterdi ki: Endamınız ne kadar kudretli olsa da, aldığım nefes kadar vaktiniz, gördüğüm kadarsınız siz. Ben ki, iki karışlık kaburgamda koca âlem kadar yaşadım sizi. Ben ki "yan" dedim "yakanlardan olmamak için öyle güzel yan ki"... Seyreyledikçe haşmetinizi: Acı kadar tatlı, cennet kadar da kıyamete sürdüm suretimi. Ey içimin sadakatle bitmeyen kor ateşi. Gördüm ki bendensiniz siz bendensiniz. Aksi halde, yaktığınız kadar da güzel pişirmezdiniz. Serpil Çavuşoğlu Tarihi : 18/06/2020 - 18:30:00 |