Ağla Kadın
Kaçmak sanki kurtuluştu.
Nereye kaçacaktın? Çocukken saklandığın küçük masanın kocaman örtüsü de yok artık. Masaların altına sığamayacak kadar büyüdüğün için mi kederin kocamandı? Şimdi sana kocaman bir masa alsam, üzerine de on metre örtü alsam, saklanabilecek miydin? Kaçış yok! Saklanma vakitlerini tüm saatlerden sildi yaşadığımız hayat. Var olduğun sürece kaçmak istediğin şeyler olacak, sen kaçtıkça onlar seni kovalayacak. Artık kocaman bir kadın oldun! Çocukken apaçık tişörtünün koluna sildiğin gözyaşların, şimdi gizlice bluzunun önüne damlıyor ve kimse görmesin diye elinle silmiyor, başını asilce öne eğiyorsun. İşte sırf bu yüzden, bir kadının tüm bluzlarında tuz tadı vardır. İşte sırf bu yüzden, tüm bluzların tansiyonları daima yüksek çıkar. Ağla Kadın! Sen ağladıkça toprak yeşerecek, Sen ağladıkça çiçekler serpilecek, Ve sen ağladıkça gök kuşağı açmaya heves edecek. Sen ağla ki, göz yaşın her yeri temizlesin. Sen ağla ki, dünyadaki kirli vicdanlar akıp gitsin. Ama öyle bir yerde dur ki! İşte öyle bir yerde dur ki! Yüreğindeki sevgi için Yer de, gök de inim inim inlesin. Serpil Çavuşoğlu Tarihi : 13/04/2013 - 22:31:00 |