NE OLURDUN?
Sen benim yüreğime koyduğun bu ateşin,
Dumanında kalsaydın o anda boğulurdun. Şayet gönül denen şey olsaydı senin işin, Kumdan kaleler gibi dalgayla dağılırdın. Dilin tesbih ederdi belki yüzlerce ahı. Yurt ederdin kendine sonu gelmez eyvahı. Ağır gelirdi işte yok ki başka izahı, Mecalsizce olduğun bir yere yığılırdın. Yada büyürdün her gün geçmiş zaman içinde. Artardın yok oldukça nice hiçin hiçinde. Bir ilim misali bu olsan belki de Çin’de, Alırlardı aşıklar gün be gün çoğalırdın. Mevzu derin mevzu zor mevzu kayıp sır gibi. Mevzu bazen bir destan, bir şiirde yar gibi. Mevzu Keremden kalan dinmek bilmez kor gibi. Aslı’dan sonra gelen yeni bir çağ olurdun. Görebilseydi gözler meçhul olan resmini, Tüm güzeller bilirdi ezel ebed hasmını. Bülbüller tanısaydı bir kerecik cismini, Gülistan adı konmuş mis kokan bağ olurdun. Mesut’um var ile yok senin ile ayrıştı. Keder ile mutluluk amansızca yarıştı. Bahar nedir bilmiyor söyle bu nasıl kıştı? Sen insan olmasaydın yüce bir dağ olurdun. Mesut ALTUNKAYNAK |