AĞLAMAKRıhtıma kanı serpilmiş geliyordu Elinde bohçasında anasından kalan havlu arasında bir şiir defteri vardı Avucunun içinde küçük bir gümüş kürede Ay maskesinde tiyatroyu kıskandıran bir çivi vardı Gönlüne her dokunuşunda avaz avaz bağıran sahneler gizliydi Sadakatte nefesini boğazdan bir vapura alan tane tane yargılar Bir tercih ayarında duyuyordu Kimlik secdesinde frenlenmeyen bir asaya berekette Dünya kalpağın gözlerinden ötede yerleşmişken Zaman iğnesine varlığını saygıyla yazarken Nimetler eşiğinde, gerdan ihtişamında Zarafetli bir harem kadınına yakınken Bir şiir terzisine yalvarıyordu Tek bir cisim harekette evrenin sağduyularında keşiş merakında Tek bir yitikliğin merhametinde Yüzük alınganlığına girmediğinden körkütük gezgincilik hayalinde Ağlıyordu Sadece bir gümüş saatiyle yakayı ele verdi nimette Rıhtıma hilâl gibi girdiğinde Biliyordu, bu denizler okuyacaktı rüyalarından köşe kapmaca oynayarak çaldığı çileleri O yanılgıya bile ait olmadan Felaket basmadan olgunluğunu Yazar olanı tek belleği tanıtırken O bir puma erkekliğiyle sanata yuvarlanırken Denizin kanı kanına miras olacaktı O sadece biliyordu Vicdanı tökezlemeden Duyuyordu. |
Şiir ise yürekteki duyguların kâğıda dökülüp bundan sonra okuyanlara, dinleyenlere aktarılmasıdır.
Yüreğinizdeki hissiyatın bir şiir okuru olarak tarafıma intikal ettiğini belirtmek isterim kıymetli ozanım.
Tebrik ediyorum.
Kaleminize sağlık.
Nice şiirlere.
Esen kalın.
Saygılarımla.