AŞK SOYLU OLAN DÜŞÜNCEYİ KURCALAMAKTIRBir gün elimize bir asa verecekler ve hayatımızın her gününe dokunmamızı şart koşacaklar. Elimiz titreşimler yaşamayacak. Asa kendisine dokunduğumuzu belirtince özümüzde tek oluşan sadece biziz. Ne bildiysek ne tanıdıysak sadece o kadar ömrümüzdeki imgeyiz. Hazinemizde yaşayansa ömrümüzü kat eden filmler olacaktır. Ne bildiysek o kadarda çekimdeyiz. Hayatımız boyunca ne yazdıysak yaratıcı gücün gövdesinde o kadar duyarlıyız. Öbür tarafta neysek oyuz ama programımız neyse onunla ilgili yazma hakkına sahibiz. O halde buraya kadar neyi tanıttıysak onu tasarım yapma hakkına sahibiz. İşte yaratılışın kodu budur. Hayatımızda yazdığımız her şey bir makaleye alıntıdır. Her şey bir isim peşinden koşturmacadır. Bir isim bir diğerinin yaratıcı gücüne değinir. Her şey bir masalı takdir etmektir. Masalın aslı yaratanın yaratana ulaşan gücüdür. Bir yaratanı yiyen otomatikmen isme el koyandır. Yaratanın gücü sadece gücü yaratmak ister. Güç sadece yaratılana güvence verir. Her sperm öz olanı arar ve ona el koymak ister. Öz olan tekdir ama yaratıcı gücünde önemlidir. Bu esnada öz olanı kaybedersek öz olmak durumunda yeniden özellere güvence duyarız. Bir sperm her spermi yok sayarsa kayıtsız şartsız yaratan güce değen odur. Bir aktör özü yerse özün adı ona kayıtlıdır. Aşk soylu olan düşünceyi kurcalamaktır. Dişi gövdeyi erkek gövdeye yaklaştırmaktır. ’’Darısı başımıza’’ dedikten sonrada hesap sormaktır. Aşk dua etmeden hassas noktaları kurutmaktır. Dengesini kurduktan sonrada ayıplamaktır. Aşkın sırlarını çözmek aşkın yaratıcı boyutunu analiz eder. Aşk yumruk attığınız kalp sancılarıdır. Gövdenizi aşktan sakınmalısınız. Aşkın hükümdarı yalın ayak gezmez. Aşk bir solukta uslanmaktır. |