KULAKTAN DOLMA KADERBir şehir sırtında halıyla gezercesine Vurgunum kanı temiz ıslak akşamların sisine giren Yaldızlı insancıklar arayan butiklerine Aklın “Hey gidi dünya yalınayak nerelere kadar tapındım!” diyen merhametinde Alacağın olsun hayalimin sahneliğe kayırdığı cüzdanım Öylesine bereketli geçer ki insanın üstünkörü taşralığı Sadece orada asık suratla bekler yedi gönlün sevişenleri Akşamın azgınlığında avuçlarımı tırmalayan beklentiler Zırhıma aldığım yulara geçirdiğim beklentilerim Öyle bir zevkle dolaşır ki arzularım Şunun şurasında Sırada beklerim kabahatim yok Sadece bugüne arkasını dönen bir cüzdandayım Yine de bir kitap, bir entari bir de ayakkabılık Akıl çakır keyif olur yakınırım Bir aydır hepsinin insafı Gerisi bir yılda on kere gördüğüm yaldızlı gecelikler Bir hayran adını haykırır durur Oysa akla yobazlık arayan sınıfsal beklentiler Bitki örtüsüne sarılır, fırtınalarda patavatsız tanınır “Neden arzu halim bir yabani güle diken diker durur” derim Sarhoşluğun aklını buldum yine de Marifet hayalime sunduğum şeffaf külotlarda Kendimi tanımam O kadar harikuladedir benim şehrin hayaletleri Ha bire kulaç atar durur soylu ırkın yemiş satan dizeleri... |