BEN KANLI COĞRAFYANIN ÇOCUĞUYUM.
Bir savaş çocuğuyum, dünyanın mazlum kalmış yerinde.
Acı ve ızdırabın gönülsüz hamalıyım barut kokan yüreklerde. İlk kurşun beni vurur her zaman gücüm yok tükenmekte. Yürürken bombalar arkadaşım olur, Ve ayağım, elim kopar seslenir bana serseri mayın. Açlık kardeşimdir benim. Kolkola gezeriz bazen olur meskenim. Ben savaş çocuğuyum, cebimde umut bilyeleri biriktiririm. Mynmarda çocukluğum cehennem, Küçücük bedenimle yük hamalıydım, Dünya kilit takmış boynuma prangalı esirdim İnsanoğlu tarafından izlenen.... Bağdatta çocuk olmak zordur. Ölümün, sokakların, yönetimin adı ambargodur. Burada insanlık sudan ucuzdur. Özgürlük burada hapsolur... Bosnada çocuk olmak, Daha rüya görmeden anamın kucağında rüyalarım çalınır.. Direnişin sembolü olarak kanar yüreklerde. Ve insafsızca katledilir soyum, zifiri beyinlere. İyice silinir hafızalardan atalarım kim ben kimim diye... Lime lime edilir etlerim Çeçenistanda. Özgürlük şarkılarını duyar göremediğimiz baharda. Masum bedenleri tek tek yok olur, çocuklar. Elbet! mazlum kardeşlerimle birlikte Gün gelir yaradanım hesap sorar... Çocuklar zehirlenir, hasta edilir, deneme tahtası olur Hiroşimada.... Filistinde kanar özgürlüğüm, Dünya izler bizi, Bir şey yapmadan film izler gibi... Bedenimde şarapnel parçalarını taşıyamam ötelere uğurlar babam sessiz feryatlarıyla.... ... Dünya toprak kavgası peşinde. Ben sefalet açlık ölümle pençeleşirken çekilir inleyen resmimle.... Ben mazlum savaş çocuğuyum dünyanın herhangi bir yerinde................... ..... Kabilde annemin kucağında emniyetteyken... Gökten ölüm yağıyor her an üzerimize.. Ve her yerde kopan kol bacak, ayak görürsünüz gazetelerde.. Daha yürümeyi öğrenmeden öğretirler ölümün soğuk yüzünü bizlere.... ....... Vietnamda vücudum morarmış ve yanık bir halde koşarım Dünya utansın diye yüzüne vurarak, ağlarım. Feryatlarımı hiç bir savaş çocuğu ulaştırmaz sadece yerler şahit olur oda bize kanmaz............ ...... Koşarım savaş zulmetine, lanet mektubu yazarım. Ben bir savaş çocuğuyum dünyanın güneş görmediği bir yerde... ... Suriyede çocuk oldum. Her gün bombalarla uyandım. Sevdiklerimi kurşuna dizdiler. Kanla yıkayıp nefret kustular yaralı yüreklerimize. Ben babamı görmedim. Nereye gittiğini gördüm rüyamda. Beyaz güneşli bir güne doğdu babam. "Ben iyiyim üzülme" dedi yavrum.. Suriyede gazla öldürüyorlar bizleri Dünya seyretmeyin çözün bu kumpas işleri. Güçlü devletler emin olmayın siz emi... Belli olmaz düşersiniz sizde tadarsınız bu matemi.. Ben istemem çocuklar ölmesin peki bu çare mi?? .... Gökten bilye diye ölüm yağıyor. Ben uçurtma uçuramadım inan.... Hiç masallarda uyudun mu sen. Hiç ninni sesi duydun mu annenin sesinden.. Çatlamış ellere ve ayaklara kan damlıyor. Yüreğimin derininden. Mazlumun bedduası yükseliyor. Gözlerimden artık yaşlar akmıyor. Açlık, perişan içinde, dünya izliyor... Balon uçuramadan, dondurmanın tadına bakamadan, dahası Annemin ninnisini duyamadan kucağında kan oldum... .... En temiz en masum benim Savaş çocuğuyum. Adım bile yok. Yüzüm kirli Karnım açtı hep, Ağlayarak isteklerimi sıraladım duyun insanlık tek tek.... ...... İstediğim.. Beyaz bir güne uyanmak Kendi evimde Ekmek kokusuyla doymak... Kan olmadan, patlama olmadan yaşamak.... Adım bile yok benim... Ben mazlum coğrafyanın Akan gözyaşlarım. Uyanamayan insan denilen insanlığın acı çığlığıyım.... (Dokunmayın çocuklara...) Meryem KARAPINAR ...... |