Öyle gelBir seher vaktinde ışık misâli Zamandan zamana akıp öyle gel Eğer istiyorsan hâlâ visâli Maziye bir lahzâ bakıp öyle gel Ne bir eyvâh bırak ne bir düş bırak Ne kıvrık dudakta bir gülüş bırak Geriye dönmeden süzülüş bırak Bahtına bir fânus yakıp öyle gel Ne yağmurda üşü ne güneşte yan Yorulduğun yerde aşkına dayan Yasemen kokuna değmesin ziyân Hasreti kökünden söküp öyle gel Aldanma feleğin iltifâtına Güvenme saçının saltanatına Sessizce binerek vefâ atına Gâm keder ne varsa yıkıp öyle gel Sakın taş değmesin ayaklarına Kıvrılış çökmesin dudaklarına Ak gonca düşmesin şakaklarına Rüzgâra kelepçe takıp öyle gel Gölgenin kâhrını yollardan kazı Bismillah dedikçe kaybolur sızı Makberî’nin budur Hak’tan niyâzı Vuslat hırkasını dikip öyle gel _____Makberî |