Şerife bacıBin dokuz yüz yirmi bir, aylardan şubat ayı, Ülke yangın yeriydi, soldu Şerife bacı. Düşman dört yanı sarmış, ne köy kalmış ne kıyı, Yüreğini beş parça, böldü Şerife bacı. Cepheye silah için, kervan diziliyordu, Kervanla gitmek için, liste yazılıyordu, Gidenlere baktıkça, içi eziliyordu, Kızıyla kafileye, daldı Şerife bacı. Vatan çile çekerken, durmak yakışmaz kula, Çoluk çocuk ne varsa, peş peşe düştü yola, Gece zehir gibiydi, mümkün mü vermek mola, Yavrusunu sırtına, aldı Şerife bacı. Silahları yüklenmiş, dağlar delecektiler, Mehmetçiğin yanına, varıp gelecektiler, Gerekirse yan yana, düşüp ölecektiler, Bu yolda ölmek güzel, bildi Şerife bacı. Er’i geldi aklına, cepheden dönmemişti Bir gün döner diyerek, ümidi sönmemişti O’na bile Vatandan, daha çok yanmamıştı Kafilenin sonunda, kaldı Şerife bacı. Koca dede haykırdı, "hava bozmaya yakın Safları sıklaştırın, ayrı durmayın sakın Kar tipi bastıracak, mola vermeye bakın" Askerleri düşündü, doldu Şerife bacı. "Olmaz" dedi; "mutlaka, yola devam etmeli Cepheye Mehmetçiğin, silahları gitmeli Gerekirse karların, ciğerine batmalı" Göz ucuyla Namazı, kıldı Şerife bacı. Derken tipi bastırdı, göz gözü görmüyordu, Arttıkça artıyordu, bir türlü durmuyordu, Kafile ağırlaşmış, menzile varmıyordu, Duasını Mevla’ya, saldı Şerife bacı. Yanında yürüdüğü, topa takıldı gözü, Birden içi titredi, zarar görürse yüzü, Daha önemsiz geldi, ciğerparesi kızı, Ah edip saçlarını, yoldu Şerife bacı. Yavrusunun üstünden, örtüsünü sıyırdı, Yaradan’a sığınıp, son kez onu doyurdu, Namlunun tam altına, ona bir yer ayırdı, Gözyaşından çağlayan, seldi Şerife bacı. Top’a bir şey olmasın, diye sımsıkı sardı, Soğuktan titriyorken, durması ona ardı, Öptü öptü kokladı, yüreğinde gâm vardı, O bir Türk anasıydı, bal’dı Şerife bacı. Üstüne kapanmıştı, kardan korumak için, Takâti kesilmişti, gayrı yürümek için, Kar sabahı bekledi, sanki erimek için, O Hakka teslim olmuş, kuldu Şerife bacı. Gözleri ağırlaşmış, çırpınıp duruyordu, Kar yüzüne durmadan, yumruğu vuruyordu, Anladı ki ölümün, koynuna varıyordu, Son defa Allah diye, güldü Şerife bacı. Sabah topun üstünde, donmuş halde gördüler, Çocuğu ağlıyordu, varıp onu sardılar, Hey Makberi Vatan’a, böyle gönül verdiler, Kim öldü derse yalan, gül’dü Şerife bacı.. Makberi – Ahmet Akkoyun…………..23/01/2009…………..18:25……….İst Kastamonu’da savaş yıllarında çocuğunun kundağını taşıdığı silahlara örtecek kadar Vatan aşkıyla dolu Şehide Şerife bacının aziz hatırasına |
tebrikler..