Vesselâm ve vesselâmMâ’nâ mahrumu insan biraz kemik biraz et Merhâmet kapı kulu ruhu çürük cemiyet Huzura pusu kurmak huzursuzun rüyası Yağmur köpüğü hayat riyakârlar dünyası Akıl gerçeğe hasım yalana mahkûm ikbâl Ölümsüzlük hevesi aciz fikirde ishal Kainâtta dolaşan zamanın kof yarışı Bezm-i elestte bâki fıtratın yalvarışı Kem küm peşinde ilim lügât düşmanı sanat Hâyâsızlık zirvede enâniyet kat be kat Mek makta topal forsa şiir denen muhtevâ Yandım oldum furyası ne gün bulacak devâ. Televizyon çengisi şimdiki mahremiyet Ne ahlâk var ne töre bu ne acıklı cinnet Sanal şöhrete muhtaç hislerin kabarışı Üçyüz kelime ile şairliğe varışı Raflarda ihtilaçta onlarca tozlu kitap Yalnız nefiste gizli her şeyi bilen hitâp Kapatır mı bilemem ruhlardaki boşluğu Vak vak lak lak dünyası ben bildim sarhoşluğu Canlı yayın kusmuğu karı koca dâvâsı Şeref sizlere ömür şerefsizlik furyası Genç kızlık edâsında yetmişi geçkin nine Mezara yakınlaşmış hâlâ yaklaşmaz dine Dört bir yan mezbelelik yolundan çıkmış nesil İnsan diye dolaşan nevzuhur bir kaç fosil Vatan bayrak ve millet kansızların kâbusu Bilmem nasıl şerheder bunları Türk kâmusu Bu yolun sonu nedir kaç nefes ve ne kadar Tevekkeltü al’Allah diyenedir Allah yâr Ve siyaset siyaset mutlak doğruya gebe Türk’ün şahlanışını durduramaz engebe Mutlaka doğacaktır kızıl elma ülküsü Dağları devirirken adaletin türküsü Ey benlik sevdalısı güneşi avuçla dur Ya ufala ve söndür ya sükût et ve kudur Bastığımiz topraktan fışkırırken şühedâ Üstünde tepinerek olmuşuz nefse gedâ Bilirim beyhudedir Makberî’ce bu kelâm Marifet kul olmaktır vesselâm ve vesselâm _______Makberî |