irin"korkulu ve yalınayak irin gibi kesif hiç gibi sakat doğmuş olmalı düşlerim..." ne şiirdir ne kefaret yazdıklarım çalakalem, ekmek parası... dün yediğim simidin sızısı azı dişimde serin ve martı çığlıklı bir ağrı... mai’si, siyah’ı birbirine karışırken bir baran-ı dürr-i güherdir başladı ve neden sonra böyle oldum beynimde şimşekler çaktı... ne olduysa aynaya baktım da oldu aslında pek hazzetmezdim suretimden ki, bir tanımamışlık belirirdi içimde adımı söylerken... hiç sabah çiği düşmüş gözlerim olmadı senin gibi... her ağustos İstanbul’da kavruldum yeniden... duvarların ardı sıra geliyordu vapurlar geri dönüyordum hep, bu sefer dönmeyeceğim, derken... handiyse ağlayacağım tutardı eylül gecelerinde hele anlatıyorsa dolunay bana geceden, uykusuz yüzüme şamar gibi inen sözlerinden, ağlıyorsa gölgeler yalınayak ve korkak inceden... |
zengiz kelimeler güzel imgeler
farklı buluşlar yansıtılmış
dün yediğim simidin sızısı
azı dişimde
....örneğinde olduğu gibi
bir tanımamışlık belirirdi içimde adımı söylerken...
şamar gibi inen sözler
farklı bakış açısı ve icad kelimelere örnektir
tebriklerin ötesi ile şiiriniz önünde eğildim şair