kör çığlıklar
düşündükçe daha çok çıldırıyordum
ben ne yapabilirdim ki. insanlık böylesine çürüdükçe. küf tutmuş düşüncelerin hükümsüzlüğü. saltanat cenderesindeki oynanan oyunlar. korkak ve ürkek bakışlar. bir ben haykırıyordum. çığlıklarım yankılanırken sağır kulaklarda. riyakar insanların umursamazlığında. o satılık koltukların arsızları. aklanmamış ar yoksunları nefislerini bile satıp oraya oturanlar. birden unuttular her şeyi. oysa kıldan ince, kılıçtan keskindi hüküm. peki kimdi kılıç, bıçak kim... bahçedeki hançerler kimin. satılık düşlerin hançerlendiği zamandan geliyoruz. kalleşliğin koynunda yaşadık. duygularımız bile infaz edilirken. hüzünlerin gölgesinde. asılı kalmıştı bütün hayallerimiz. karanlığa gömülürken ruhsuz bedenler. çığlıklar duyulmuyordu artık. duvarların ardından. dalından düşen yapraklar gibi sessizlerdi. bir duyan ağladı birde toprak.. ağlamayı anlamadı insan. satılık koltuklarda oturduğundan beri. çürüdü ne varsa. bu kokuşmuş zamanda boşunaydı çırpınışlarım. sağır gözlerde, kulaklar kördü. * Mehmet Demir 16.12.2021 Ankara |