İptidai Zaman
İptidai Zaman
h’iç yangını nasılsa her alev dünyayı ürpertecektir, öyle ki insanın bilinmez ölümden korkması boşuna değil. eskitmeli bir vakıa yıkılacak bir duvarın altına girmek gibi bir facia sunacak. su gibi korkutup boğacak, yumruk sıkımı bırakıp müdavimlerini elinden alacak. ha bu dünyanın en yaramaz çocuğu olacak ha buğz edilip küfür bulacak. bazı büyük ölümlerle savaşmak ilk adım hareket doğuracak. hüznün serlevhası bu, yel değirmeniyle mücadele sunacak. ölüme kalkışan dünyaya müdahaleyle hayat kaygısını artıran h’iç yangınını söndürüp insan olunacak. yeni cinayetlerle saklı hayatları elinin körüne yollayıp en büyük fitne yine kendisi olacak. beynelmilel ders/sizlik,“kabile asabiyeti”* gibi heyecanlı, benmerkezci kucağında yeni çocuklar doğuracak. batık gemi mermi gibi göğsünde sıkıntılar taşıyan insanın yüreğindeki her keskin bıçak kamufledir. siz aldanmayın batık bir gemi gibi dünyaya kurulduğumuza, daha çok acılardan kalan heykelleri yontmakla meşgulüzdür. boğuntu denen hüznü yaşamamız en büyük katlanmadır. tarihin iyileştireceği yaralar safsatasına kimseler inanmasın, dindirir sadece. defter süsleri gibi toz pembe değil güzellik, elbet yaralardan acıları uzaklaştırmak gerekecek. gönüllerin tarumarlığını hiç unutmadık bu kadar zorun yanında. misafirinden daha çok takat, mezarının üzerinde raks edip kıvrılarak yatmakta olan gerçek, kalkışmalara müdahale yaşayıp görülecek, hiçbir tevil götürmeyecek akıbet bu sonuçta. * İbn Haldûn İlkay COŞKUN 16.11.2021 |