Dünyanın Kaba Etindeki ÇıbanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Her şeyin anlamını yitirdiği bir dünyada...
Ben en çok Ne olursa olsun yapacağım deyip de Ne olursaların bedellerini öğrenmelerimde pişman oldum Ben en çok Her sözüne güvenebilirim sanıp da Aslında hiç tanımadığımı anladıklarımla kahroldum Ve Böylece Varlığımı leş kokulu bir bataklıkta boylu boyunca yatarken buldum Durdum Öylece duruyordum Dünyanın ortasında bir çıban gibi Nasıl da eğreti Nasıl da iğrenç Nasıl da durduğu yere ait olmayan Hani Biri gelse sıkıp çıkarsaydı varlığımı ait olmadığı yerden Asla karşı koymazdım Tek bir inilti bile çıkmazdı inan ki ağzımdan Çünkü Ancak böyle Kurtulurdum bu ızdıraptan Sonsuzluğa muhtaç gibi gözlerim Düştüğü yerde öylece yitip gitmek istiyordu Oysaki Olabilecek en güzel manzara duruyorken önünde Hiçbir güzelliğe layık olmadığını bildiği için Kafasını kaldırıp da bakamadı o manzaraya utancından Ki Bir gece seslense de tanrı yukarlardan O bile silemedi bu karayı sıfatımdan Beni örtecek bir zifir lazımdı Beni tamamen silecek bir karanlık sürmeliydim tenime en acımasızından Bir çıban gibi dururken varlığım dünyada Öyle eğreti Öyle iğrenç Öyle yabancı Bir an önce sıkıp almalıydı biri canımı en hızlısından Ama Durdum Öylece duruyordum Dünyanın ortasında bir çıban gibi Ne tanrı aldı canımı Ne de kimseler sıkıp çıkardı bu zehri ruhumdan Ben de durdum Öylece durdum kımıldamadan Ve Giderek daha da büyüdü içimdeki zehir Öyle eğreti Öyle iğrenç Öylesine hiçbir yere ait olamayan Ki Bu yüzden Varlığımı dünyanın kaba etindeki çıbanla eş tuttular Ben en çok Bu dünyadan gideceğim deyip de Bir türlü gidememelerimden pişman oldum Ben en çok Tanrı’nın beni sevdiğini düşünüp de Onca haykırışlarıma cevap alamamalarımda kahroldum Ve Bu yüzden Boylu boyunca yattığım o leş gibi bataklıktan Kalkıp uzaklaşmayı da gereksiz buldum y... |