kuşlar şahit olsun içimizden geçenlere
sen deyince üşüyen yanımı
ben deyince ateşler basan an’ınla eşleştir



ben seni sevdiğimde çizgiler yoktu alnında
bir zamanlar sarı ışıklar toplamıştım saçlarından
rabbim beni senle müjdelemişti bu kadar zulmetme yüreğine



arı olmak istedim kovanımı şaşırdım
tersinden yakılmış bir sigara tütüyor içimde
uzak dur cepkeni sırmalılardan iki gözüm



küsme gölgenden kovduğun öteki yanına
ayyuka çıkarma sana yazdığım eksik mısralı şiirleri
unutma ki üç etekli hallerinle sevmiştim ben seni



illa ki başladığı yere dönüyor yelkovan
meme uçlarında karışık renk bir hüzzam
her fırsatta dik duruşunu çıkarma karşıma



kenara bırak sarı benekli hayallerini
yüzünü yıka eteğinde biriktirdiğin gözyaşlarımla
sorma ekmeğimi aşımı ki ben gaipden gelen bir nöbetçiyim kapında



bir ırmak hem de kızıl
hani beraber üşümüştük kıyısında bir mayıs akşamı
bir nokta koy aklındaki virgüllerine ve emekli ol lütfen vesvese kulübünden


a kadın bana attığın her adımın sayısı aklımda hala
söylenecek söz bırakma kaleminin zulasında
unutma ki kısasa kısas bir kıyasla yaşamak zulümdür


ben çoktan açtım senin kafesini
karartma kanadındaki kül beyazını
hani olur da bir fırtınaya yakalanırsan!...



kalk yerinden sonuna kadar aç musluğu lütfen
soğuk sudur aşkın en güzel tarifi de ilacı da
haydi dök şuraya kirpiğindeki notaları



trampet takımında bir çocuğum
olmaz bir anımda karşıma çıkıp da
annemsizliği düşürme aklıma



ararsan beni
evrakı eksik mültecilerin listesine bak ilk önce
çünkü senden sonra haymatlos diye anılıyorum ben