Akasya mevsimiYedi bölgeden derlediğim hayallerim İç Anadolu da yeşerttiğim umutlarım vardı… Ellerim Kızılırmak, kollarım Sakarya Bakışlarım kalmıştır Dicle, Fırat boylarında Mevsim karakış Kardan kanat takmışım posta güvercinlerine Mektuplarım yolda kalmasınlar… Gün batımı Gülşehir’de Güle; feryadını dinlemişimdir bülbüllerin Deli kısrak kişnemeleri bölmüştür rüyalarımı Ihlara vadisinde Akasya mevsimidir Hasan dağında, Niğde bağlarında salkım saçak büyürken aşklar Elma toplar sevdasına ram olduğum yar, Yanakları al elmadan daha al Ilgaz’a yolum düşmüştür hüzün kozalı düşlerimde Yar yaralı acıların nişanı takılmıştır göğsüme Bir yâran meclisinde Bildiğim bütün duaları okumuşumdur Anne yazılı tüm mezar taşlarını sevgiyle okşarken Ayazında; yar kokulu yellere ev sahipliği yapmış Mustafa Kemalin şehri Boynumda kementtir o yârin savrulan saçları Mayıstır aylardan Ulucanlar da kurulmuştur idam sehpam Ayrılığın bedelini öderken Yürekli bir ölümün renkleriyle O ölmeden ben ölmüşümdür! Gridir gökyüzü, Koyukahve bir bakış dokunmuştur ruhuma Bir dokunuş bin ölüme bedeldir, Ki Şiirlerimin salası okunmuştur Şehrin bütün camilerinde Yalın ayak ve ellerim göğsümde girmişimdir ‘’Gel gör beni aşk neyledi’’ diyen Yunusun dergâhına Kul kere kul olmuşum bir ölümlüye! Ey koca Yunus; Söyle hele aşk deyip affına mazhar olur muyum? Yaratanın Yedi bölgeden derlediğim sancılarım İç Anadolu’dan miras ayrılıklarım, acılarım var Asılmıştır boynumuza ecel muhtıralı yaftamız Veysel babayı selamlayıp, Aşkla çıkmışız ince, uzun bir yola, O aşk ki; Selam olsun acısına, hüznüne Selam olsun yeryüzüne, gökyüzüne Selam olsun sevdiğimize, sevdiklerimize… durumum gereği şiire teveccühlere anında karşılık veremedim nokta ile de olsa teveccüh gösteren bütün insanlara insanca sevgi ve saygılarımla teşekkürler |
Nice günümün şiirlerine inşaAllah...