Kaç bapBen, Yakup, beni hiç kimse çağırmadı Ve biraz hiç çağrılmamaktan yapılmış Yakup* Edip Cansever.. ..... Hayranım duvarda sabit duran tablolara! Bir pencere ki perdesi yok Dolabın rafları kırık Dört yanımız, üryan sürgünlük Sandalyeler Ve ince evlerin ilahi yalnızlığı Gırtlağımıza kadar batmışız yakup. Bir kuş Matruşkalar içinde iç İçinde heykeller Nakkaşlar Kuzgunlar, şenlikler Bugün de yağmuru beklemiyoruz Kurbağaları dinliyoruz Ve düşünüyoruz Beş parmak, kol, bacaklar Pişmiş kelleler, sığır kemikleri Ve kedilerin çöpçülüğü.. Bağdaşmış karanlık Burada oturup bakınıyorum Suyun doyurucu yoksunluğu var Odalar, odalarda küllükler Ve çağırabilir misiniz yakup, yakup Çarklar, dinamolar Kampana çalan trampatalar Zihnimizde bu şuur değil O kadar çoktular ki* Ve o kadar buruşuk kağıt parçaları Ve biz hep kurbağalar Kurbağaların arasında yalnızlar Çağrılmayanlar Her bir zerremiz.. |