Okuduğunuz şiir 14.7.2021 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
TEBEŞİR TOZU
Güneş lekeli Suya batırdı gölgesini Çitiledi eteğini ıslatmamaya çalışarak Basamaklarda simsiyah izler Dünya, gördükleriyle yüzleşecek kadar güçlü değil Ayaklanan tozdan kendi içini öksürür Tamamlanmamış sessizlikte Geri döndü ağacı kesen baltanın sesi
Sevginin kimyasını unutturdular Uzun yıllardır ölü doğuyor göğsü Üzerinde havlayan köpekler Beşikte yükselen ay mezar taşını öpüyor
Koparılan toprağın çiğdi zemini Entelektüelliğin yarattığı illüzyonda Temmuz harına ağustos böceklerinin sesi izole edildi Dağınık atların acı haykırışı da duyulmaz Epey büyüktü pis pis sırıtan fareler
Bihaber gün ışığı ergenliğinde Ham akılda dinamit patlatırlar İncinir madencilerin onuru Ne de insanoğlunun insanlığı var Belimiz kırılmış olabilir Ruhumuz da Güneşle göz göze geldiğinde Zaman doğmak istemiyordu Tebeşirle işaretlenmişti minik vücutlar....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
TEBEŞİR TOZU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TEBEŞİR TOZU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yüreğinizin sesi kaleminizden mısralara dökülerek sayfanıza yansımış her zamaki gibi akıcı duygu yoğunluğuyla yazılmış eserinizi beyenerek okudum yüreğine sağlık kalemin daim ilhamın bol olsun nice güzel eserler yazmanız dileğiyle selam ve sevgilerle kalın sağlıcakla
Ruhunun yansıması her bir mısra, serbest manzume şiirinde hissedilendi, dışa taşınandı. Suya değil sana baktığımda berrak olan sîretini görüyorum her keresinde. * Bencilliğin, açgözlülüğün, konfor arayışının karşısında silahlarınız; samimiyetiniz, sabrınız ve doğruluğunuz olsun demiş Muhyiddin Şekûr.
Biz sanırım yavaş yavaş hepsini alnından öpüp bir yerlere postaladık ki gidenlerin boşluğunu dolduramadık.
Aslında sevginin iyileştirici gücüne inanmadığımız için ne geliyorsa başımıza geliyor. Kendimizi hep başkasının tarlasında gördüğümüzden kendi bahçemizin verimli olduğunu düşünmediğimizden geliyor.
Aldığımız emanetleri bırak, kendimizin de Hak tarafından öze verilmiş bir emanet olduğunu unutup ruhla, nefsle beraber hoyrat kullandığımızdan ne geliyorsa şey başımıza geliyor.
Dolayısıyla kendimizi tanıyamamışken bir başkasını tanımamız da doğal olarak beklenemez elbette.
Acılarımız, elemlerimiz, vefamız, nankörlüğümüz, kibrimiz, cefa ve eziyet ettirmede ki maharetimiz, talan ettiklerimizle sanmayalım ki ihya oluruz....
Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde ''İnsan Rabbin binasıdır, onu yıkan me'lundur'' derken Yüce kitabımızda bunu açıkça görmekteyiz.
''Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık. Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.'' İsrâ 17/70
Varoluşumuzdaki münevver ve muhterem yanımızı vâkıf olarak, objektif bakarak kendimizi tanıyarak etrafımıza bulaştırmamız lazım. Nasıl ki bir öğrencinin öğrenmek için öğretmene, bir dervişin nefsi terbiyesi için mürşide, halkın yönetilebilmesi için iyi bir lidere, bir çocuğun terbiye alabilmesi için anne babaya, bir kişinin de aklı selim kalbi selim olarak kendisine aynası olan bizim de iyi bir dosta ihtiyacımız var.
Bizlere ayna olan güzel insanlara Allah bizi denk getirsin inşallah diyerek, kalemin büyüsün, büyüsün dua ve dileklerimle;
Çok çok tebrik ediyorum günün güzelliğini. Şiirlerinizi severek okuyorum ve her okuduğumda keyif alıyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum. Sevgi ve saygılarımla
Şiir günde hakkıyla yerini almış harika bir şiirdi.
Özellikle "Dünya, gördükleriyle yüzleşecek kadar güçlü değil" ve "Geri döndü ağacı kesen baltanın sesi" ifadelerine hayran kaldım.
Çok güçlü ve harika ifadeler.
Ancak "Tepetaklaktır madencilerin onuru" ifadesini anlamadım. İroni ya da mecaz diyeceğim ama öncesi ve sonrasında ironik ya da benzer başka bir ifade de yok. Hani yaşamı filan dense kabul. Onur insanın içinde olan bir şeydir, dışardan sunulmaz ve dünyanın en onurlu işçilerindendir madenciler, onurları neden tepetaklak olsun ki? Şair kardeşim illa ki makul bir şeyler düşünerek söylemiştir bunu, ancak ben anlayamadım...
Neyini unutmadık ki? Ya da o saf ve tertemiz duygudan elimize ne kaldı ki ? Elbette biz de suçluyuz ve sadece " unutturdular " kolaycılığına sığınamayız. Unuttuklarımızla hatırlanacak, hatırlandıklarımızca var olacak, kaybettiklerimizce hayıflanacak ve hayıflandıracağız...
Malesef ki (hayat telaşından) bazı şiirleri güne gelince farkediyoruz. Şükür ki "işte ben burdayım" diyen şiirler okuyoruz. Müthiş benzetmeler ve ifadelerle kurulu çok derin isyanlar var. Tebrik ederim üstad. Yakışmış..
İnsanlığın onuru, geleceğe adanan güzellikler tebeşir tozuyla örtülürken gelecek gaygısıyla kocaman bir yaşam pis pis sırıtan farelerin elinde birer oyuncak oldu, heba olan onlarca emekle birlikte.. Kaleminizden duyarlı ve oldukça duygusal derin manalar uyandıran harika bir şiir okudum can şairem, serbest dalda günü fazlasıyla hak eden güzellikteydi. Yürek sesinize ve gün seçkisine gönül dolusu tebrikler. Gül yüreğinize sevgilerimle...
Batan güneşi yolcu ediyor sanki tef çalarak. Belliki tebeşir tozu yutmuş ateşi yüksek. Tef çalmasada gün akşam olacak karanlık çökecek. Saçmaladım diye, kızmadınız değilmi Yıldız hocam Saygılarımla 🥀;-)
Necati Kavlak tarafından 7/14/2021 8:21:15 PM zamanında düzenlenmiştir.