FIRAT
sen öylece akıp gidiyorsun fırat.
nasıl sessizleştin böyle oysa sen eskiden çılgın dın her halinle baştan çıkarıcı bir sevgili gibiydin. bu dayanılmaz sessizlik hiç yakışmamış sana. yaşlanmış gibisin. o görmeye alıştığımız sen değilsin sanki. geniş kolların yok artık. sakinliğin ise hiç uymamış sana. bir tek adın kalmış akıyorsun fırat... nasılda akıyorsun öyle nazikçe nasıl. dur durak bilmeden durmadan akıyorsun başı boş. ey fırat gidiyorsun öyle küskünmüş gibi. özverisizliğin bakışları arasında. acımasızca çöküyor etrafın, yeşille ile mavi iç içeydi birlikteydiniz. yoklar artık dalgaların ve o ritmik sesin yok belli ki çok yorgunsun dalgaların seni terk edeli değiştin. değiştirildin. hafızalar bile yeni baştan canlanırken. nazikçe akışın düşündürüyordu hayatta kalmanın yollarını. sen akıyordun kendince fırat akışı ne kadarda çılgındı bir zamanlar. o çekiciliğin yok artık. yanında otururken geçmişi düşünüyorum. birde o anki sakinliğini. her halinle ruhlara ilham veriyordun sen akarken. herkes o eski halinle hatırlıyor geçtiğin yerlere bıraktığın bereketin sıcaklığın kalplerdeki iz buralarda eskiden kalan çok şey yok artık nasıl bir kadermiş bilmiyorum. bu trajedi neden çalınan huzurun derinliklerinde saklanan sır. hiç okunmamış olmak akıp gidiyorsun fırat eskisi gibi değil değişmişsin kendi halinde aheste, aheste akıyorsun. hangi koyunlara girersin bilinmez. sen ey fırat. gidince acıların azalır mı bilmem. diner mi aşıkların sana olan özlemi. o da muamma. acılarla dolu anıları süslerken hikayelerini dinlemek meraklılığım ve sana olan aşkım. sen fırat akıyorsun hala sessizce. izler bırakarak. Mehmet Demir 05.07.2021 Ankara |
Anadolu’ya can veren nehirlerimizden Fırat’ı ne güzel anlatmışsın
Kalemine yüreğine sağlık