Med-Cezir'Den/Gİzi
Med-Cezir’Den/Gİzi
insan her zaman konuşur. ebkem tanıklığında tenhalığından çok kayıplarından neşet edendir rüya veya hayal ya da fantazmagorya yanında tavır, alıcısının pençesinde, hayat böyle bilinir dağ yalnızlığı gibi benzeşilen günlerin ardı sıra kalbin odacıklarına veya beynin nöronlarındadır imbikten süzülen nüve/tılsım tıynetine teşnedir her ne kadar insan fırsatçı kendisiyle müsavidir kirli ırmağı içine alacak kadar da fedakarlıktadır dulda bi’yara da asla göstermez kendi sahtesini olgun veya ham meyveleriz silkelenip yenilen tohum gibi avdet edip döngüyü sağlayacaktır kafdağından kar bağışlayan şekavet aslanıdır kendi rengini bulacaktır elbet tabiat ve genetik gerisi minare gölgesi, davulun tozu, laf-u güzaf zayiatlar, bilirkişi ölüme hazır(dır)lar ders olacak insan giz/alem koca bir duman belirsizliğinden biz yine anlaşılır söz etmeliyiz/her mecliste dua biraz hayalperest, koşar at, tutunma isteği olan gençken hürmetkar, yaşlıyken lütufkâr olmalıdır kanun değişmez asla med-cezir ay çekimi gibi hayatın hançeri çıkar elbet zamanın yüreğinden yeni doğmuş bir bebek gibi nesilleri güzelleştirir gülmeden eser kalmaz, hüzünlerle dizginleşir kaç damla yaş bilmem ama ölümle sözleştirir İlkay COŞKUN 01.07.2021 Gündönümü Dergisi Sayı 4, Kış 2022 |
Yazan kalemi kutluyorum