Sus Pergeli
Sus Pergeli
iyilenen sözle günü kurtarmanın telaşında. insanın dışarlıklı kuş cıvıltılarının peşinden koşmaklığı var bahar gülüşleri hastalıklı bir hal oysa. dar düştüğü ibrahimvari bir söz, ismailvari bir kabulleniş arayan yoklukla varlık arasında ki aşk meşk anatomisinden kutsanan bir anıt gibi yoklanan zaman, suyu içerken bir tarafında hacer diğer tarafında bekleyen ferhat’tır bıçak yarası acı çeken öze, nefes hazzı verecekler de iyceden iyceye kendini feda edip zora düşürecektir sözüm ona kendini cennetten kovduran olacakken tokluğun arifesinde aymaz söze sığıntı olan. kirlidir cam-ı cem yürek yerinde yangın, yığıntı olanlardır palyaço tavrını takınan bilakis kendinden burgacıdır yetiştirdiğin goncalar önce kendi haşyetiyle boğulur güzel yüzlü cellatlığı kimseye kaptırmayandır bir de ne kadar bilirsen bil yine de bulunacak ezoterik yön güldürdüğünden çok tasalarından besleneceksindir ya boyalarından dökülecek ya da kundaklanacaksındır bulanık tabiatlı halinle, ikbale nanik saklayacakken korkunun saiki destablize, sahiplerin iyesi bilenecektir sen ne yaparsan yap yara. bıçak yarası gibi derinlerdedir pirdaşlık bu, dört kitabın manası aşkına şahit. tutulan kement zapt-u rapttır, yazacak bir harut ve marut gibi özü serde, sözü yelde, çıtkırıldım dünyadır. sonunda malın küçük olsa da alıcısı büyük olsun yeter ki nerde? İlkay COŞKUN 29.06.2021 |