LEYLAMA AŞKIM
Bahtı kara yaralanmış ceylan mısın;
Ömrün yeter mi güzellikleri solumak için, Kayalar yumuşadı merhamet katılaştı, Sular çılgın şaha kalkmış Fırat’ı geçemezsin, Kan akar bu derelerden sularını içemezsin, Göz yaşınla susuzluğunu dindir acıların bilensin; Semayı bulutlar kaplamış seni karalar sarmasın, Yürek ikliminden bir yel esti serin sessiz ve sakin, Geçmeyecek yemini var yaşama dokunmadan, Hangimizi alacaksın gitmeyecek mi bu duman, Bağı çözüldü dizimin dilim tutuldu kaynıyor hüzün, Söyle bana sevdiğim şaşı oldum ne zaman düğün, Okudum anlamadım yutkundum boğulacaktım, Ellerimde nasır gözlerimde inanç dilimde düğüm, Hangi yoldan gideyim bilmiyorum söyle sevdiğim, Buzu yorgan yaptım fırın gibi kaynıyor içim, Hasret yok hasretimin üstüne gül bana yanıyorum, Sanma ki yıldızlar gökten ışık saçıyor aydınlanıyorum, Bu ışıklarla bil ki karanlıklarımı dağıtamıyorum; Şaşkın bakışlar arasında yüreği hoplayan sevdiğim, Aldırma korkulara hoplayan yürekten gelir nefesim! Nefis olmuş bir aşka demir atıp mıhlamışım, Karanlıkları rüzgarımla savurup hayallerinde konaklamışım, Ben bu aşka demir attım iskeleyi yaktım, Nedem Leylayı Mevla’mı yakaladım; Mevla’mın yurdunda başka yurda var mı ihtiyacım! Erol KEKEÇ/13.06.2021/00.24 |