Morg Alfabesi : aydınlıktan kalma karanlık ütopya- Ahmet Toprak ’a - karanlık... aydınlığı tutuşturan ateş közden bir ağıt şimdi bağrımı delen toprağın ıslaklığını gözbebeklerimin sancısını yazgımın karasını ölümün kollarına iten mağfiret diliyorum eksilterek içimdeki sürgüne serpilen hiçlikten mermerin soğukla buluşma armonisi bu kadarına hazır değilken morg kapattı kutsal hazinemi bilerek kendi mabedine aydınlık yitirdi yolunu yoldaşı oldu ayağı kırık atların ardında görgü tanığı bırakmadan böldü ölmek fiilini ortadan ikiye ağzımın içindeki kelimeler yas tekrarı göklerde kırlangıç katliamı/ susuyorum kapatınca gözlerimi ruhum bedenimde imlâ hatası/ eriyorum tüm kelimeleri öldürdüğüm hastane ışıkları olmak ile ölmek arası/ bekliyorum varlığa sonradan eklenen ölüm raporu melek kanadı takmış cümlelerle kesiyor şahdamarımı babam yağıyor kanserli bulutlardan avuçlarıma yalnız kalmış kulların dinç duygularına karanlık... bu rengin içinde en çok üşüyen sözcük "baba" anlamı ürkütüyor henüz hazır değilken meşru yanı kalmayan hayata ruhumun ayak basılmamış sokakları hapsoldu arşa ölüme yazgılı kâşiflere sunularak t/uzak düşlerin belirsiz yanı üşüyen suskularıma bir armağan kırılan matem boy gösteren gözyaşı dökülür kirpik uçlarıma/ tuza banmış Ve çekilir çocukların kanadından maviye uçurulan uçurtma dünyanın soğukluğunu bırakır musalla taşına masal kahramanlarını alarak yanına eksildi gecelerce bekleyen gölgen ayak seslerin vardı yüreğimde ısıttığım kesildi baba yüzlü anılarım kokunun kendini tükettiği avuçlarımda boşluğunu bir türlü dolduramadığım ölüm öperken çocukluğumun gözlerini korkuyorum baba güz gelmeden yaprak döküyor ağaçlarım |
Kutlarım.
Saygılarımla.