ağacını kaybetmiş serçe
iniyor gökyüzünden yıldızlar,
ben ne kadar yalnızsam o kadar kalabalık bunlar.. yinede bunca kalabalığın arasında, aklımdasın.. bu yıldız, bu gökyüzü, bu uzay bile çıkaramıyor seni aklımdan. seni aklımdan atmanın bin başka yolunu aramaya başlıyorum böylece ben elimde koca bir çuval dolusu hiçbir şey.. gece yarısından sonra her şey bulanık, gözlükleri kayıp bir astigmat manzarayı tarif ediyor yinede.. yinede bu bulanık karanlığın içinde güzelliğinden öyle emin ki, anlatmakla bitiremiyor, içimin ortasına oturmuş o ağır o yüz yıllık kedere.. ama ne yapsam kızamıyorum sana ne yapsam seni düşünürken buluyorum kendimi ve arta kalan zamanımda, eski bir deftere bir şeyler karalıyorum. senden uzakta şeyler düşünüyorum mesela şöyle diyorum. "ağacını kaybetmiş bir serçe kanatları yorulduğunda ölmeye mahkumdur, ve hepimizin sevinç diye tabir ettiği şu uçmak o’na yalnızca zulümdur." |