1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
422
Okunma
kalbimi ıskalamış yağmurlara kırgınım!
ve ne yalan söyleyeyim çiçeğim..
güzel bir hayat dilemiştim ikimiz için
ağzımdaki çamurun tadına vara vara
bile bile boka battığımı alnıma kadar...
ama aynı cevabı veriyoruz hepimiz değil mi ?
Tolstoy abimizin o derin sorusuna..
"insan ne ile yaşar ?"
- koca bir umut.
seninle yan yanayken üstüme
on sekiz yaşımın ceketini çekmişim de
öyle dolaşıyormuşum gibi mahallede
saçlarım jilet gibi keskin
ellerim dağlardan yuvarlanan kayalar kadar güçlü..
içimde yeni çıkmış kozasından binlerce kelebek..
ama ne yalan söyleyeyim,
son cigaramı yakmışım da...
havada dalıma ortak bir poyraz varmış gibi..
biliyorum hepsinden çabuk biteceğini...
buna rağmen daha derin çekiyorum nefesleri
akciğerim yanmış bir orman kadar yorgun.
alnımdan ter damlıyor
hava nefesimi dondururcasına vurgun..
ölüyorum desem uzanıyor hayat ilkbaharda bir bozkır gibi..
yaşayacağım desem
en ön safındayım kendi cenazemin.
yani diyeceğim,
insanı hırpalayan bir şey
bu hayatın dalaveresi..
gülümsüyorsun kesiyor boğazını,
oturup ağlamak istesen
içinde hep neşeli çocuklar.
yine de bunca hiçliğin arasında
en keskini sendin ciğerime batan bıçakların..
gülümsedimse de,
ağladımsa da,
yaralandımsa da..
hissederek hayatta olmayı..
oldu bütün olanlar...
ve ne yalan söyleyeyim
seni sevmeyi tuhaf şekilde ayırıyordum bu dünyadan
cennetten kalbime bir kar tanesi düşmüş gibi serin
göğsümde cehennem ateşinden bir ateş yanmış gibi sıcak!
ve ölüm gibi her şeyin sonunda
ne hikmetse yine ölüm gibi
her şeyin en başındaydın sen...
ama bunca buhrana rağmen
ne zaman gözlerine baksam,
tuhaf şekilde bir bebek kahkahası yükseliyordu içimden..
işte diyordum gıdıklanıyor içimdeki çocuk
gözlerini her kırptığında
o ipeksi kirpiğinden..
bu dünya bütünüyle bir gün
yok olacak sevdiceğim.
ve geriye zerrelerine kadar ayrılsa da
seni sevmekle meşgul olacak ruhum,
çürümüş bedenim ve yok oldu sandığımız
ama tanrının sandığında sakladığı
kalbim.
5.0
100% (3)