beni çiçekli bir badem ağacına as
ağzımın içinde çiğnediğim bu şiiri
kan kırmızı tükürüyorum beyaz duvarlarına evinin neresinden bakarsan bak bir sevdayı kirlettim beni çiçekli bir badem ağacının dallarına as beni ibreti alem için, gönlümün ortasından vur! oysa benim hep acelem vardı bilirsin Allah’a kavuşmak için, takvadan değil de heybemi doldurmasın diye üçüncü sınıf günahlar yine de yaşamak gibi bir yanlışı sürdürüp gittim... ne için ? ne zaman bileklerimi kesmeye kalksam seni hatırlıyorum, bileğimde koca gök.. bileğimde senin çizdiğin yalnızlık bileğimde hasret.. bileğimde sanki bir hayat akıp gidiyor benden habersiz ve senin parmakların dolaşıyor her seferinde.. banaysa yaşamak kalıyor geriye.. neyse. beni böyle budala yaratmasaydın Tanrım sevdaya bir ilaç bulsaydım mesela ya da sevdayla karılmış merhemlere yara. ve beni dünya ile aldatmasaydın Tanrım ne sevdayı bilseydim mesela ne hasret kalmayı, ne de.. neyse.. nereden bakarsan bak, beceremedim işte, yaşamak denen bu zırvalığın içinde seni kalbimin içinde tutmayı... yalnızca bu yüzden faili gibi toplu bir cinayetin beni çiçekli bir badem ağacına as. |