doğum günü çocuğu...
32. halkayı ekliyorken zayıf gövdeme
ne kadar yorgun, ne kadar bıkmış, bezmiş olsamda daha sıcak gülümseyebilmeyi ogrendim usta bir ressamın elinden cıkmıs gibi yuzumdeki mimikler yıllara meydan okurken içimde birikenleri kagıttan gemilere yukleyip kaldırım taslarının yanından akan yagmur sularına bırakıyorum önce kadınları tahliye etmeliyim biliyorum ama gururlu olamıyacak kadar gucsuzum artık bencilliği de ögrendim bunca zaman sonra kendim için istemeyi ve inkar edebilmeyi gorduklerimi korkup kacmayıda ögrendim köseye sıkıstıgımda ağlar gibi yapıp yalvarmayıda kaybetmemek icin cok konusmanın susmaktan daha cok halta yaradıgnı gordum ne soyledigimi bilmesemde ve yazmayı ogrendim en söyleyemediklerimi ucabilmeyi ogrendim ve bunun icin kanatlara gerek olmadıgını ve konmak icin illaki elverişli pistlere ihtiyac olmadıgnı kaybetmenin şekillerini ogrendim kazandıkca alısmamayı gulmek icin mazeret aramamayı derken kaybettim aglamayı yaşamaktan vazgecerken hayata daha sıkı baglanmayı hicbirseyim yok artık derken bunu söyleyebilmeyi bile kaybedebilecegimi gördüm gucluyum simdi ayaktayım derken dizlerimin çözüldügünü bakarken görmeyi ogrendim gorduklerimi begenmedim içime kapanmayı ögrendim yetmedi kapılarım duvarlar ördüm bir cift söz icin o duvarları maviye boyamayı ogrendim ve sırf istedigim icin yarısında bir şiiri nasıl bıraktıysam hayatıda bırakabilecegimi ögrendim... |