29 Şubat
Kabuğundan yaralanmış kaplumbağ
Acil servise doğru ilerliyor Yirmi dakika daha tutunabilir yaşama En yakın hastane iki saatlik uzaklıkta Bir Şubat ayazıydı O ne kahvaltıydı Masa kırıldı kırılacak Dünyayı doldurmuştuk tabaklara Tadı hala damaklarımda Alıp başını gittin Giderken harfleri yanında götürmüşsün Nasıl konuşur insan Yangında nasıl bulur çıkış yolunu Senden sonra su küstü Sokaklarda lağım kokusu sızıyor ev içlerine Kömür dumanı zehirliyor sabahları Takım kavgaları kanla bitiyor Parklara pusu kurmuş çakallar Düşünceleri yüzlerinden çok daha kirli adamlar Dön ki göçmen kuşlar planlarını askıya alsın Başka kuşlarda gelir ülkeme Güzelliğini seyretmek için Kadın cinayetlerine şaşırmayı unuttuk Unuttuk madencileri durma hatırlat Özgürlük caddesinde özgürlük isterken öleni Hatırlat unutmayalım Meydanları doldurmuş tek tip taklacı şarlatanlar Karanlık bir çağdan geçiyoruz Oğlum yine de umutlandırıyor beni Baba burada çiçek var basma üzerine Evimizi başka yere yapalım Gün gelir hayvanları da kesmez insanlar Öyle uzağız ki rüyalarımda sınır polisleri dolanır Hendekler açılır bir uçtan bir uca Savaş çıktı çıkacak Hayat bize hep kötü zarlar attı sevgili Ben Münih’teyim Sen İstanbul’da Üstelik iki şehirde çok güzel Adları yan yana hiç yazılmasada 29 şubatta çık gel Sana oyuncaklar yaptım kırılan yerlerimden tek tek Hiç koşamayacak tahta atlar Bir dünya düşün Kalplerin kontrolü babaların tekelinde çıkmış Sevdiğini kendi seçebilir kızlar |
Kabuğundan yaralanmış kaplumbağ
Acil servise doğru ilerliyor
Yirmi dakika daha tutunabilir yaşama
En yakın hastane iki saatlik uzaklıkta
Diye devam eden bu çok güzel ve anlamlı şiiriniz için kutluyorum tebrikler üstâdım.
Saygılarımla.