KARIŞIK PİZZASINI AFİYETLE YİYEN GECEYE SELAM.
Suratları bir karış Anılarımdır;
Oturmuşlar, adı konulmayan mevsimin orta yerine. Kulaklarıma üflemekteler unutulmuş bir türküyü. Bölük-pörçük nefeslerimden bana fayda yok. Bulamıyorum, kaybettiğim yollarını Zaten adresini terk etmiş o güzelim aşk büyüsü. Bir bit yeniğinin olduğu muhakkak Durup dururken nereden çıktı bu umutların göz kırpmaları. Ateş gibi yanıyor, ensemdedir hüznün şaplağı. Alaycı Kırıtarak önümden geçen Yalancı sevgilerin fener alayını, Kendinden bi haber bakire duygulardır, Seyrediyorlar pencere kenarında. Sonbahar yağmurlarının dallarından kopartıp, Üzerime yapıştırdığı kuru yapraklardır, Yıldızlı apolet oldu hüzünlü omuzlarımda. Bu saatten sonra kapımı çalan kimdir hışımla. Başıboş sokakların içlerini doldurdu, kimsesizlerin sigara dumanları. Bilinmeyen adımlar, sanki engerek yılan hışırtısı. Gecenin geç saatleri, İpini Koparmış Duygulara zorla dinletiyorlar Derbederlik Senfonisini. Oturmuş tahta masasına, gerinerek yudumluyor kallavi kahvesini, Yalnızlığımın en katmerlisi. Kafanı kaldır da deformeli yüzüme bi bak. Biraz dertleşelim Piyer-Loto kahvehanesi. Sırılsıklam sarhoş, darmadağınık notalarını ipe sermiş Ağır aheste akşam ile kucaklaşıyor Hicaz Peşrevi. (14.1.2012 tarihli-10.Şiir Kitabımdan) |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...