AKŞAMÜSTÜ EFKARLIĞI
Sırılsıklam bir Aşk müsfetteliğini oynar yokluğun.
Bitmiyor, bilinmeyen ninnilerin yalancı nane şekerleri. Yorgun omuzlardan dökülüp saçılıyor yıllar. Zaman; Çalıp götürüyor, yaşamın umut cevherlerini. Teselliler Senfonisinin notalarında bir dolambaçlık. Göz gözü görmüyor, geyik muhabbetlerinin seslerinde matlık. Yaftaları onaylanıp, boyunlarına asılmıştır anıların. Bu günü daha yaşayamadım ki, neden kaçıyor yarın. Rüyalarımda ölümüne bir uyku. Yosun tutmuş eski iskelede; Dalgaların; yüzüne tokat gibi patladığı, anlaşılamayan bir ihanet korkusu. Tüm renklerde, kamikaze pilotluğuna özlem. Günbatımında Hüzün, doruğa tırmanıyor. Üzerinde kirli-paslı giysisi ile Sonbahar; Söyleyemeyeceklerini söylüyor bu dem. Alışkanlığından olacak ki, serçe kuşu, Dalına konacak, yerinde yeller esen koca Çınar ağacını aramakta. Unutmuş olmalı ki ürkek nefesi esirdir Hüsranın metazfazlarına, Gündönümünün kum fırtınası başlamak üzere, Yüzlerde gerili, sahte oyun maskelerin oyum zamanı. Duygularda, gözlerini kapatmanın son perdesi. Ve Acil servistir, yavaş yavaş kapatmakta kapılarını. (7 Ocak 2012- 10.Şiir Kitabımdan) |