ZAMANSIZ YERDEKİ FIRLAMA DÜŞÜNCELER GEÇİDİ
Yazılamayan dizelerin üstünde, parande atarak
Ömrü bitmiş bir tahtakurusu; Fi tarihli eski enstrümanı, Modası geçmiş metotlarla akort derdinde. Ne iş bu, anlayamadım doğrusu. Hiç itibarı yok, o küheylan gençliğimin günlerinden. Saçı sakalı ağarmış, sırtında dertler kamburu bu ömre, Bahar yeli, bir daha geçmeyecekmiş gibi bu duraktan. Satın alıp, tellerle çevirmiş etrafını uçmuyor sülün. Şansların tepetaklak olduğu bir çift zarda, Naralar atarak düşeş gelecek beklediğim gün. Ayrılıktan küflenmiş duygular çörekleniyor başıma. Keyifle üfürüyor Günbatımı, dudaklarına yapılışı neyi. Anlayamadığım masalların, musallat olma vakti. Özlemler, kaçıp saklanıyorlar arkası yarınlara. Cin atına binmiş, nereye geçip gidiyor anılar. Günahta dahi, yerinde durmuyor bin bir pişmanlıklar. Elemli bir fon müziği, suratında maske adeta geçen günün. Kaybolmuşluklarla, kol kola raks ediyor Hüzün. Üfürükçülerin, bal kaymak sıvazlayıp sattığı Hani "her derde deva" idi Ökselti Otu. Çözülememiş Labirentlere çıkıyor, kasvetli yolun sonu. Terk etmiş zaman, Akrep-yelkovanla, meydan muharebesindedir. Saatlerin iki gözü iki çeşme, Aşk, Kavruluyor nasırlı avuç içlerinde.... (15.1.2012-10.Şiir Kitabımdan) . |