EKŞİMTRAK MEVSİMİN DÖKÜNTÜLERİ
Hüzün şarkılarından dönüyor, umutlarımdan yana ne varsa;
Bitip tükenen kilometrelerde, bir yudum çay keyfi. Kahrın, ölçüp biçmeden giydirdiği elbise, Çok dar, hem de bulamaç renkli. Eski bir hikâyenin, nakarat kısmına tutunmaya çabalıyor anılar. Sattığı gençlik heyecanları ve bütün güzelliklerini, Bol keseden harcıyor yıllar. Acımasız bir ayrılık rüzgârıdır, kovalar beni üst baş perişan. Çocuksu hayallerimin tam orta yerine, kimdir bu gökdeleni diken. Aşk mağlubiyeti orotoryasından, izlenmesi gereken, zevk rapsodileri. Orospu düşüncelerin hep yaptığıdır; Bir türlü cebinden çıkarmadı bahar mevsimini. Şimdilerde kimselerin tanımadığı, eski taş parkeli sokaktır Terk edilmişlikleri en iyi yaşayan. Yorgun ayak seslerinde ürkmüş olmalı ki, Kuru bir yaprağın altına saklanmaya çabalıyor, garip solucan. Nerelere saklandı, o damak tadı aşina huy-tabiatlar. Botoksla, güzelleşmeye çalışıyor tüm çirkin suratlar. Sirke küpünden çıkan umutlardır, yaşamın kırdı bıkını-belini. Penceremi tıklamayan günışığında, tavan yaptı alaycı keyfiyetleri. Yılların elinde, iki tarafı keskin, zaman adlı ustura. Yarınlarda boşu boşuna bekleme, Feleğin attığı zarlar, yazı mı gelecek tura mı yoksa. Kimlere neden kızgın, hiç de belli değil Bırakmadı bir türlü yakamı, Bulamaçlı bir türküyü mırıldanmakta olan yalnızlığım. Şiirlerime saklanıp tutmadı, ettiğim ahlarım. Derin derin iç çekmektedir; Taksim-Tünel Tramvayının arkasına asılmış gidiyor gençliğim. Oturtmuş eski bir leğenin ortasına beni, elinde tası Bir kalıp dul karı sabunu ile baştan aşağı yıkıyor Hicaz Faslı. Kasvetli Akşam karanlığının ağzında, hiç duyulmamış galiz küfürler. Ensemi gıdıklıyor, yanılgılarımdan arta kalan tüm heves güvesler… (10 Nisan 2012 – 10.Şiir Kitabımdan) |
EKŞİMTRAK MEVSİMİN DÖKÜNTÜLERİ şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...