YALNIZLIĞIN KÜFLÜ ARYASI
Kendinden habersiz Sığırtmaç kuşları üşüşüyor,
Hüzünlü yalnızlığımın başına. O baş ki; Yılların besleyip büyüttüğü, Yalancı aşkların ihanetlerine karşın Ne eğildi ne de büküldü. Eski küflü şarkıların karşısında, sinek kayıt traşlı durmak zor. Anılarda, hiçbir zevk yok, sarımsak kokuyor. Geçen o güzelim günlerin üzerinde, ayrılıktır kirli bir giysi. Yine de aranıyor, o vefasız sevgili. Akşamın karanlığı, sinsice çökerken buralara, Bilinmeyen gölgeler de oyunlarını sonlandırırlar. Meramımı, kimler tercüme edecek gecenin karanlığına. Dul karı sabunları ile yıkanıyor umutlar. Çocuksu rüyalarımı esir aldı, pür neşe kâbuslar. Saatler sustu, nerelere kayboldu bu zaman. Aşk’tan bahsetmek mi, haramdır haram. Damdazlak kapı arkasına kıvrılmış, Aşina bir sese deli divaneyim. Bakıma muhtaç hasta gibi, Beni bırakıp, uyumaya çalışıyor şairliğim… (25 Aralık 2011 – 10.Şiir Kitabımdan) |