BİR KOCA ÇINAR TRAGEDYASI
Pembe düşler sokağında,
Kendinden geçmiş, dalları kırık yaşlı koca çınar; Yıllarca mesken tuttuğu bu kaldırımların, “İstemezük” serenatlarına hedef olmakta. Alay konusunda yarıştadır, Villaların duvarlarından sarkan kasımpatılar. Ve arkası dönük, pis pis sırıtmakta panjurlar. Unutmuş olmalı, En son yeşil yapraklara büründüğünü. Ne zaman Serçe kuşları, kendisini terk etti. Nasıl musallat oldu bu, Etrafını sarıp sarmalayan, hiç alışık olmadığı Hüsran Melodisi. Çoktan, köşe başından sıvışıp gitmiş, Gölgesinde bir mevsim yaşayan anılar. Aşina olduğu ayak seslerinin yerinde, Son model arabaların lastik gıcırtıları. Hiç geri gelmedi, ölene dek beraberiz dediği ılık baharın rüzgarı. Çok güvendiği yarınlar, kış uykularına daldı. Hey gidi göreceği kalmamış asırlık koca çınar; Okunmuyor kapkaralar var, internetteki sayfanda. Aklının uzaklarından geçirmediği, ilahların kurban dinletisini, Şimdilerde bir elektrikli testere, kulaklarına fısıldamakta… (10.12.2011 – 10. Şiir Kitabımdan) |