Geceye turan düşünce
Gece bağrıma ecel gibi düşen ağrı
Seher kurulan pusu, ayazın yağışı kuşatırken ciğerimi nefesin açı buğusu yıldızın şavkı, yüreğime ağaran hilal yüreğimde isyan var, fırtınaya kopan ihtilal gök ok vınlaması dile gelir bozkırın koynunda boz vadiler dikenli yollarda yürüyen alperenler kopan uslanmaz fırtına dört nal uçan süvariler bu ezeli ferman gök dağda yazılan töre gibi yüreğimdeki isyan kıyılara taşan nehir gibi bu yemin serüvendir, kilime ilmek atmak gibi bu yüreğimdeki ihtilal idamlara gülmek göğün kızıl ateşini yakmak yedi düvelle çatmak ey kutlu soyuma yurt olan... ey turan ey nazlı vatan, geleceksen gel gayrı söyle bu kaçıncı asırdır, bu kaçıncı sitemdir gök fırtınaya gebe, urgana mahkum gece beş bin yıllık töre öksüz feryat eder türk’e turan illeri yetim ve adsız, gel artık şavk ol bu zifiri geceye… |